26 Ekim 2009 Pazartesi

"irticayla mücadele eylem planı" ONLARA GÖRE BİZ NE KADAR APTALIZ?


İrticayla Mücadele Planı adını taşıyan belgenin, Genelkurmay karargahında hazırlandığı iddia edildi. Sonrasında belgenin sahte olduğu ortaya çıktı. Aylarca ses çıkmadı. Ancak 4 gün önce Ergenekon savcılarına gönderilen ihbar mektubundan belgenin aslının ortaya çıktığı iddia edildi... İşte son 4 günde yaşananlar...
Taraf Gazetesi'nin ortaya attığı 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nda son 4 günde neler yaşandı?
Belgenin aslının savcılığa ulaştırıldığına ilişkin haberler ilk olarak 23 Ekim'de TRT 2 ve CNN Türk'te yayımlandı. Gelişmeyi son dakika haberi olarak geçen bu kanallar, ihbar mektubundan da bahsettiler.

Hürriyet gazetesi haberi manşetten verdi. 24 Ekim tarihli gazete, belgedeki ıslak imzanın Albay Dursun Çiçek’in el ürünü olduğunu yazdı.

24 Ekim'deki gelişmeler bununla sınırlı kalmadı. Aslı bulunduğu iddia edilen belgeyle iligili Tayyip Erdoğan'dan da bir açıklama geldi. Erdoğan, "Adli tıp raporunun savcılığa ulaşmış olması lazım. Bunu savcı bey nasıl değerlendirecektir? Bu konuda benim söyleyeceğim herhangi bir şey yok." dedi.

Aynı gün saat 18.50'de bu sefer Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ bir açıklama yaptı. Başbuğ, "Benzerlerine sıklıkla rastlanan ihbar mektubu" ifadesini kullandı.

Albay Dursun Çiçek, 25 Ekim'de Habertürk'e konuştu. İddialara yanıt veren Albay Çiçek, “İftira ve komplolarına devam ediyorlar. İlgi ile izliyorum” dedi.

Gelinen noktada Taraf, Yeni Şafak, Bugün, Star ve Zaman gazeteleri, ihbar mektubunun içeriğini yayımladılar ve haberlerinin başlığında aynı vurguyu kullandılar. "Başbuğ'u biliyordu", "Belge ortaya çıkınca karargahtaki bilgisayarlar 35 defa silindi" şeklinde manşet haberlerine yer verdiler. İçeriğini yayımladıkları ihbar mektubunda Org. İlker Başbuğ, Orgeneral Hasan Iğsız ve E. Org. Ergun Saygun da hedef alınıyor. Mektupta, belgenin Orgeneral Hasan Iğsız'ın emriyle hazırlandığı ve plandan Genelkurmay Başkanı'nın haberdar olduğu iddia ediliyor. Sivil savcılığın olaya el koyması gündeme gelince 35 bilgisayarın silinerek savcılığa gönderildiğine işaret ediliyor.

Üzerinde “İrticayla Mücadele Eylem Planı” yazan kâğıdın ıslak imzalısının bulunduğu iddiaları üzerine gözler yeniden, belgenin altında kendi imzası olduğu iddia edilen Albay Dursun Çiçek’e çevrildi.

Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek, Gazete HaberTürk’e konuştu. Albay Çiçek gazeteye yaptığı kısa açıklamada, “Mahkeme süreci ve soruşturma devam ediyor. Ama, İftira ve komplolarına devam ediyorlar. İlgi ile izliyorum. Gerçek ortaya çıkacak” ifadelerini kullandı.

Peki bu belge eğer varsa neden saklandı, neden bugünlerde ortaya tekrar atıldı, acaba akp ye açılım tepkileri büyüdü ve oy oranları düştü diye mi gündem değiştirilmek istendi... Anavatanı ABD olan ıslak imza taklit makinalarının bazı istihbarat birimleri tarafından kendi amaçları doğrultusunda kullanıldığı gerçeği neden konuyla ilgili haberler içinde verilmiyor. Yoksa bu haberin ortaya çıkmasıyla biz haburda yaşanan terörist karşılama rezaletini, hukuksuzca kurulan seyyar mahkeme kepazeliğini unutacakmıyız. Bizi bu kadar aptal mı sanıyorlar...

İTİNA İLE 'ISLAK İMZA' ATILIR


Kamuoyunda ses getiren “ıslak imza” tartışmasını Odatv, 21 Temmuz 2009 tarihinde “Ergenekoncu Polisler Bu Makineyi Çok Sevecek” başlıklı haberiyle yayınlamıştı.

Haber kısaca şöyleydi:Taraf gazetesi, “AKP ve Gülen’i bitirme planı” manşetiyle çıkmıştı. Mehmet Baransu imzasıyla çıkan haber, bir “belge”ye, Genelkurmay Harekât Başkanlığı 3. Destek Şube Müdürlüğü’nde hazırlandığı ve Albay Dursun Çiçek’in imzaladığı ileri sürülen bir “belge”ye dayanıyordu. Söz konusu “belge”, “İrticayla Mücadele Eylem Planı” başlığını taşıyor ve bu “plan” ise AKP ve Fethullah Gülen cemaatini hedef alıyordu.”

Şimdi yeniden tartışma başladı. Kamuoyu bu olayı konuşuyor.

Konu aynı: “İrticayla Mücadele Eylem Planı” belgesinin ıslak imzalı örneği bulundu.

Odatv’de Emre Özsuda’nın 21 Temmuz 2009 tarihli haberine dönecek olursak; Islak imzayı taklit edebilecek makinenin bulunmuş olması…

Nasıl mı?

Anlatalım:

“Otomatik imza sistemi” olarak adlandırılan sistemle çalışan makine var. Arayanlar internet üzerinden bulabileceklerdir, ancak makinenin üretimini yapan firmanın tanıtımını yapmamak için ismini ve internet sayfasını vermemeyi tercih ediyoruz. Bu konuda cihaz ve teknoloji geliştiren ve kendisini “el yazısı otomasyonunda dünya lideri” olarak tanıtan bir firma var.

Firmanın internet sayfasındaki, sık sorulan sorular ve cevaplarına yer verilen bölümde, bir imza makinesinin ne olduğu soruluyor. Yanıt, bir imza makinesinin, bir şahsa ait el yazısını ve imzayı, yazışma, resim, tebrik kartı, kitap ve diploma gibi pek çok türden belgenin üzerine yerleştirebilen bir makine olduğudur. Tükenmez kalemden dolmakaleme pek çok türde özel kaleminin mevcut olduğuna dair duyuru, yine söz konusu firmanın internet sitesinde mevcut. Söz konusu internet sitesinde dikkat çeken bir nokta daha var: En iyi sonucun alınabilmesi için üç adet orijinal imzanın kendilerine yollanması tavsiye ediliyor. Bilgisayar ortamında kullanılabilecek bir “imza dosyası” için bu orijinal imzalar gerekli oluyor. Bu imzalar, bir orijinal resim dosyasıyla yollanabileceği gibi, faksla da yollanabiliyor. Resim dosyası olması hâlinde, tercihen siyah-beyaz ve resim çözünürlüğünün en az 300 dpi olması; faks olması hâlindeyse, faksın, faks makinesinin izin verdiği en yüksek çözünürlükle gönderilmesi isteniyor. Firma, ayrıca, makul bir ücretlendirme karşılığında, Word ve Wordperfect gibi bilgisayar ve ofis programlarında kullanılabilecek bir imza dosyasının oluşturulabileceğini ilân ediyor. Başka deyişle, üç adet imzasına sahip olduğunuz birinin imzasını, bilgisayar ve ofis programlarında bile kullanabiliyorsunuz. Bu sayede, “imzalı belgeler” basabiliyorsunuz.

Son olarak gözden kaçırılan noktayı, mevcut teknoloji ile imzalı ve orijinal bir belgenin üretilebileceği oluyor. Dolayısıyla, söz konusu “belge” olayında da, eldeki fotokopinin “aslının” incelenmesinden bile kesin bir sonuca varılamayabileceği ortaya çıkıyor.”

Bu açıdan günümüzde ıslak imza üretilmesine imkan sağlayan bu teknik nedeniyle belgenin ıslak imzalı örneğinin varlığı dahi sorunu tam olarak çözmeyebilir.

kaynak: odatv/ulusal kanal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder