tag:blogger.com,1999:blog-20918340182445983592024-03-05T12:32:32.684+03:00"Bağımsızlık Benim Karakterimdir"M. KEMAL ATATÜRK2000'li yıllara girmemizle birlikte ülkemiz büyük bir değişim ve dönüşüme girdi. AB ve ABD ile ilişkiler, Irak ve komşu ülkelerdeki gelişmeler, Kıbrıs sorunu gibi olaylar zinciri içinde bize unutturulmaya çalışılan bazı değerler ve gerçekleri gün ışığına çıkarmak tüm aydınlarımızın ve topluma öncülük eden siyasetçilerimizin görevidir. Bu sayfa Mustafa Kemal ve onun aydınlık yolu hakkında bir kaynak olma ve insanlarımıza onun dürüst ve yapıcı siyasetini hatırlatma ideali üzerine kurulmuştur...yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.comBlogger34125tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-68844702337739065522013-10-28T21:47:00.000+02:002013-10-28T21:47:13.735+02:00Cumhuriyetimizin 90. yılı kutlu olsun...Cumhuriyetin ilanı konusu 28 Ekim gecesi Çankaya Köşkünde İsmet Paşa' nın kalemiyle son şeklini almıştır. İsmet Paşa o geceyi şöyle anlatır; " Misafirleri uğurladıktan sonra Atatürk bana kalmamı söyledi. Masanın başında yanyana oturduk. İlk önce kanun metnini görüştük. Doğal olarak her madde üzerinde eski ve yeni arasında bir mükayese yapıyorduk. Atatürk neticeyi dikte ediyor, ben yazıyordum. Bu şekilde çerçeve tamamlandıktan sonra tekrar okudum. Atatürk dikkatle dinledi, düşündü, 'hazırlık tamam' dedi, ayrılmak üzere bana izin verdi. Zaten köşkte misafirdim, odama çekildim. Ertesi sabah metni tekrar gözden geçirdik ve beraberce meclise gittik. " *<br />
<br />
2013 yılında, bu kadar hırpalanmasına ve kazanımlarında geriye gidişe rağmen halen ayakta olan Cumhuriyetimizin 90. yılını kutlar, başta Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü olmak üzere Türk Devriminin kahramanlarını saygı ve özlemle anıyorum.<br />
<br />
* kaynak: İnönü Cumhuriyetin Kuruşuşunu Anlatıyor. s. 22yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-53245612495468512882012-05-21T21:38:00.002+03:002012-05-21T23:12:22.747+03:0019 MAYIS VE ŞEKER PAŞA<br />
<div align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;">19 MAYIS VE ŞEKER PAŞA</b></div>
<div class="MsoNormal">
Osmanlı Devleti’
nden bu yana, ordunun herhangi bir kademesinde,
şans eseri ya da birilerinin kuklası olması için görevlendirilerek makam
sahibi olabilmiş etkisiz, pasif, yalaka veya kendisine bambaşka görevler belirlemiş komutanlara ŞEKER PAŞA
denirdi. Türkiye’ de ordunun başı olmak diğer ülkelere göre çok daha önemli ve
saygın bir konuma sahip olmak demektir. Türk devletleri tarihine bakıldığında ilk göze çarpan ORDU
MİLLET kavramıdır. Günümüzde ülkemizin
genelkurmay başkanı tam bir ŞEKER PAŞA olma yolunda emin adımlarla
ilerlemektedir. Bir yandan kendisini o makama
getirenlere sonsuz biyatını sürdürürken bir yandan koruması gereken
değerlere sahip çıkan medya organlarına, aydınlara, yazarlarımıza saldırıya
geçmiştir. Bunların ardından sa ordu evlerine sakallı, cübbeli, sarıklı
girilmesinin yolunun açıldığı haberi hiçbirimizi şaşırtmadı. 19 Mayıs Türk
milletinin kurtuluşu yolunda Başkomutan
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ ün attığı en büyük adımken GENEL KURMAY BİR
BİLDİRİ BİLE YAYINLAMAMIŞTIR. Ülkemizin
ne duruma geldiğini sadece bu analiz bile anlatmaya yeterlidir. </div>
<div class="MsoNormal">
Öte yandan Taksim’
den Dolmabahçe’ ye en az 200 bin kişinin katıldığı TGB’ li, İşçi Partili,
Cumhuriyet Halk Partili, Domokratik Sol Partili gençlerin düzenlediği ULUSLAR
ARASI BÜYÜK YÜRÜYÜŞ VE HEMEN ARDINDAN GERÇEKLEŞTİRİLEN ŞÖLEN kendisine sol
diyen medya tarafından bile görmezden gelinmiştir. Fakat kimse unutmasın ki TGB’
nin başını çektiği Türk Gençliği TÜRK SİLAHSIZ KUVVETLERİ OLARAK CUMHURİYETİNE
VE DEVLETİNE SAHİP ÇIKACAKTIR.</div>
<div class="MsoNormal">
<br /></div>
<div align="center" class="MsoNormal" style="text-align: center;">
<b style="mso-bidi-font-weight: normal;"> YAPICI</b></div>yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-40078651283346029782011-12-28T14:23:00.000+02:002011-12-28T14:23:01.826+02:00BEST OF TAYYİP PART 1<span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Ucube.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Seyrantepe’de Galatasaray’ın bir Allah kuruşu yoktur.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Ben Müslümanım ama laik değilim, fakat laik ülkenin başbakanıyım, Mısır’a laik anayasa tavsiye ediyorum, laiklikten sakın korkmayın, umarım Mısır laik olacaktır.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Umutlarınızı asla yitirmeyin, umutlarını asla yitirme Somali...”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Kılıçdaroğlu diye bir şey yoktur, sanaldır, cibiliyetsiz, yüz karası, dik duramayan, çapsız, sığ, geri vitese takan, karikatür muhalefeti, sen ne diyorsun be, amatör şeyhülislam, kıvırıyor...”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Ben bir şeye çok hayret ediyorum, bazı bayanlar ekranlarda kadın erkek eşitliği diyor, eşit haklara falan eyvallah ama, diğeri yaradılışa ters.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“NATO’nun ne işi var Libya’da? Böyle saçmalık olur mu yahu... Bakın biz Türkiye olarak buna kesinlikle karşıyız, konuşulamaz, düşünülemez.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Bunlar kaz güdemez, bırak davarı, koyun bile güdemez, bunlar keçi güdemez.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Nükleer santral için riskli diyorlar, o zaman evinize Aygaz tüpü de koymayın, kozmetik dünyada böyle sıkıntılar var.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Yumurta alacak kadar paranız varsa, omlet yapıp yiyin, orda kalkıyorsun yumurta atıyorsun, bu nasıl özgürlük? Kusura bakmayın, Arapların atasözü vardır, men dakka dukka, olay bu.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">Çılgın proce...</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Marmaray’ın mimari çizgilerini merhum Abdülmecit dedemiz çizmiş, arşivlerden çıkardık.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Yok arkeolojik şey, yok çanak çömlek çıktı diyerek, bizi oyalıyorlar.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Ankara uzay başkenti olacak.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Birileri bozkurtlarıyla dolaşıyor, ben yaradılmışların en şereflisi eşref-i mahlukla dolaşıyorum.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Şifre meselesinde ÖSYM’yi dinledim, ben tatmin oldum.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Malatya büyükşehir olmak istiyor. Ancak, nüfusun 750 bin olması lazım. Burada ufak bi açığımız var. 10 bin eksik... Ne yapacaksınız? Hazır mıyız? Bayanların ellerini görüyorum, bazıları üç diyor, bazıları dört diyor. Üç olsa yeter zaten. Ses az geliyor beyler... En geç iki yıl içinde bu 10 bin açığı tamamlamalısınız, ona göre.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Ahhh benim milletim ahh... İkinci milli şef Demirel gelmiş 87 yaşına, hala ortalığı karıştırıyor, çete kardeşliği yapıyor, ahhh ahhh ne dolaplar dönüyor.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Et tekrar-u ahsen</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">velev kane yüzseksen.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Feysbuk falan, yahu bunlar çirkin, berbat, herkes adına her türlü ahlaksızlık yapılabilir.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Almanya’da Hans fırsat yakalayacak, Helga fırsat yakalayacak da, benim Ahmetim Mehmetim Ayşem niye yakalamasın, vizyonumuz bu.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Zonguldak Karaelmas Üniversitesi’ni kim kurdu? 2007’de biz kurduk. Zonguldak’ta üniversite var mıydı? Yoktu. Kuracağız dedik. Kurduk.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Hayaldi gerçek oldu.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Tuvalet bir milyon liraydı be, sayemizde bir liraya gidiyorsun.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Taksim’de bin kişiyi, iki bin kişiyi yürütmek problem değil. biz de kalkarız onların karşısına 5 bin, 10 bin tane genci koyarız.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Aynı dağın yeliyiz biz.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Bizim bölücülerle masaya oturduğumuzu söyleyenler, bu alçakça iftirada bulunanlar, şerefsizdir, müfteridir.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Amerika’da Hollywood, Hindistan’da Bollywood, Mardin’de Mardinwood olacak.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Hopa’da bir tanesi de kalp krizi geçirmiş, ölmüş, üzerinde durma gereği duymuyorum.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Bakıyorum televizyonda, polis panzerine tırmanan bir tane kız mıdır kadın mıdır, bilemem.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Camiye hakaret ettiler. Allah-u Teala’ya dil uzattılar. İtikadımıza ters konuşuyor. Kendisi Alevi’dir. Haydi ellerinizi göreyim... Maşallah maşallah. İnşallah daha iyi olacak. Elhamdülillah.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">Seçim... Yüzde 47.</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Kalfalık dönemi bitti.</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">Ustalık dönemi başlıyor.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Ne dediler, arkadaşlarımız yemin etmedikçe biz dört yıl da olsa yemin etmeyeceğiz dediler, bu sözü unutmayın, göreceksiniz, tükürdüklerini yalayacaklar.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Maç başladıktan sonra kural değiştirilmez, gol nasıl olur, penaltı nasıl olur, hepsi önceden belli, dürüst olun, tarafsız olun, yüz yüze bakacağız, birbirimize ayak oyunu, çalım atmayalım.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Donanmamızı oraya gönderiyoruz, İsrail eskisi gibi Akdeniz’de at oynatamayacak, gerekirse savaşırız.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Kusura bakma, ben bu tertemiz alnımı, ak alnımı, senin o lekeli dudaklarına sürdürmem, senin ağzın ve dudakların lanetli, senin o kirli öpücüklerine ihtiyacımız yok, başkasına sakla.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Elbette medyamıza müdahale arzusu içinde değiliz ama, medyamız milli duruş sergilesin.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Bence bu dönem lüks eve girme, sen en iyisi oturduğun yerde oturmaya devam et.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Zam diyorlar... Kardeşim, sigara içmezsin, olur biter, alkolü daha az tüketirsin, olur biter, kalkıp da Porşe kullanacağına, Vosvagen’e bin, Fiat’a bin.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Dersimli Seyid Rıza’nın hikayesi yürek burkucudur.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Parası olan askerlikten kurtulacak, parası olmayan askere gidecek, benim vatandaşım bu işe sıcak bakmıyor, ben şahsen böyle bir sorumluluğun altına girmem, referandum yaparım.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Bedelli askerlik benim için önemli ve acil bir konu.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Bıçak kemiğe dayandı. Bedelini mutlaka ödeyecekler. Allah yar ve yardımcımız olsun.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Bedeli 30 bin lira.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">*</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">Ve elbette, yılların klasiği...</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">“Durmak yok, yola devam.”</span><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><br style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;" /><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: 'lucida grande', tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 11px; line-height: 14px; text-align: left;">Yılmaz Özdil / Hürriyet</span>yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-38319708476605371962011-12-23T09:42:00.000+02:002011-12-23T09:42:21.113+02:00ÇANKAYA’NIN AFFEDİLMEZ GAFI - TUFAN TÜRENÇ<div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Anımsadığıma göre 1995 yılıydı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel telefonla aradı.</div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Hal hatır sorduktan sonra çok nazik bir ifadeyle “<b style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Yazını okudum. Tebrik ederim. Çok güzel yazmışsın</b>” dedi.</div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Doğrusu şaşırdım çünkü o günkü yazımda kendisini bir konuya yeterli ağırlığını koymadığı için eleştirmiştim, yazıyı da şöyle bitirmiştim:</div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">“<b style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Demirel, Atatürk’ün, İnönü’nün koltuğunda oturuyor. O koltukta oturmanın sorumluluğu çok büyüktür. O sorumluluğun hakkını vermek gerekir</b>.”</div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Demirel sözlerini şöyle sürdürdü:</div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">“<b style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Yalnız sana bir şeyi hatırlatmak istiyorum. Bir yanıt veya düzeltme olsun diye değil, ama senin bilmem gerekir diye düşünüyorum. Şu gerçeği gözden kaçırmamak lazım. Atatürk ve İnönü o koltuğa savaş meydanlarının muzaffer komutanları olarak oturdular. Onlara hiç kimse karşı çıkamazdı. Onların söyledikleri bir kanun gibi kabul görürdü. Onların böyle bir ayrıcalıkları vardı. Bense onlar gibi savaş meydanlarından gelip oturmadım bu koltuğa. Ben curcunalardan koptum geldim. Ben onların yaptıklarını yapamam. Yapmaya kalkarsam herkes benim karşıma dikilir. Benim onlar gibi bir gücüm, kudretim olamaz. Bu gerçeği bilmeni istedim</b>.”</div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">“<b style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Haklısınız. Eleştirilerimi böylesine hoşgörüyle karşıladığınız için teşekkür ederim</b>” dedim.</div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">***</div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Bu anıyı Çankaya’nın dünkü atamalarını öğrendiğimde anımsadım.</div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Cumhurbaşkanı Gül dün Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Kurumu Yönetim Kurulu’na Mümtaz’er Türköne ile İskender Pala’yı atadı.</div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Herhalde bu iki isim, Atatürk’ün koltuğuna oturma onurunu kazanan bir cumhurbaşkanı tarafından Atatürk’ün kurduğu ve cumhuriyet’e emanet ettiği bu kuruma atanması asla düşünülmeyecek iki isimdi.</div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Ama Cumhurbaşkanı Gül bunları düşünmeden, ya da bilinçli olarak bu iki ismi atadı.</div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Kendisini kınıyorum ve Atatürk’ün koltuğunda oturan bir cumhurbaşkanına uygun olmayan bir atama yaptığını anımsatmak istiyorum.</div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Cumhurbaşkanının aklı başında bir danışmanı yok mu? Bu konuda kendisini uyarmadı mı? Hayret!</div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Cumhurbaşkanı Gül’ün, Türk toplumunun en büyük değeri olan bir insanı düşman gibi gören, her fırsatta akıllarınca O’nu karalayıp küçük düşürdüğünü sanan iki ismi o kurumun yönetim kurulunda görevlendirmesi kesinlikle iyi niyetle bağdaştırılamaz.</div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Gül’ün gerekçesini öğrenmek isterim.</div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Atatürk ülkeyi emperyalist işgalcilerden kurtaran insandır. Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuş, bütün dünyaya örnek olmuş reformlar yaparak uygar bir toplum yaratmıştır.</div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Buna rağmen Atatürk’ü bu ülkede sevmeyenler vardı.</div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Ama onların fanatik olmayanları da Atatürk’ün Türk toplumunu esaretten kurtardığını, modern bir devlet ve toplum yarattığını kabul eder.</div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Sanırım Cumhurbaşkanı da bunu kabul eder.</div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Anlamadığım Atatürk’ü karalayıp yaptıklarını yadsıyan iki insanı o kurumun yönetimine atamasıdır.</div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Cumhurbaşkanı bu kararıyla Atatürk’ü seven milyonlarca insanın değerlerini hiçe saymıştır. </div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Bu affedilmez bir gaftır.</div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;"><b style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">Tufan Türenç</b></div><div style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; color: #111111; font-family: verdana, tahoma, verdana, arial, sans-serif; font-size: 12px; line-height: 1.5em; margin-bottom: 10px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;"><b style="background-attachment: initial; background-clip: initial; background-image: initial; background-origin: initial; border-bottom-width: 0px; border-color: initial; border-image: initial; border-left-width: 0px; border-right-width: 0px; border-style: initial; border-top-width: 0px; margin-bottom: 0px; margin-left: 0px; margin-right: 0px; margin-top: 0px; outline-color: initial; outline-style: initial; outline-width: 0px; padding-bottom: 0px; padding-left: 0px; padding-right: 0px; padding-top: 0px;">www.tufanturenc.com</b></div>yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-21068304991484880412011-12-03T13:06:00.000+02:002011-12-03T13:06:23.632+02:00SONER YALÇIN' DAN 10 MADDEDE DERSİM GERÇEĞİ<span id="contextual"></span><br />
Dersim tartışmasının devam ettiği bugünlerde Soner Yalçın'ın 2 yıl önce Hürriyet'te kaleme aldığı yazısını tekrar hatırlatma gereği duyduk. İşte 10 maddede Dersim gerçeği... <br />
<br />
Dersim’in asıl adı nedir? Bu bölgede oturanlar nereden, ne zaman gelmişlerdir? Akrabaları hangi ülkede yaşamaktadır? Türk müdürler; Kürt müdürler? Yoksa nedirler? Dillerinin özelliği nedir? Alevi midirler? Eğer önyargılarınızın tutsağı iseniz bu yazıyı hiç okumayınız. Yok anlamak-öğrenmek istiyorsanız; işte size 10 maddede Dersim gerçeği…<br />
Albert Einstein’ın sözünü bilirsiniz:<br />
<b>“Önyargıları parçalamak atomu parçalamaktan daha zordur.”</b><br />
Ama bu baş belası tabuları yıkmak zorundayız.<br />
Çünkü…<br />
Hacı Bektaşi Veli’nin söylediği gibi<b>, “ilimle gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.”</b><br />
Bu arada şu görüşümü tekrarlayayım:<br />
Kişi kendini hangi kimlikte görüyorsa, hissediyorsa öyledir. Ve saygındır.<br />
Ayrıca, kimileri gibi “alternatif tarih” adına inkarcılık yapacak da değilim.<br />
O halde…<br />
Gelelim Dersim derslerine…<br />
<br />
<b>Madde 1)</b> Dersim’in kökü nereye dayanıyor?<br />
<br />
Anadolu kavimler kapısıdır…<br />
Dersim bölgesine ilk yerleşimin M.Ö 6 binlere kadar uzandığı biliniyor.<br />
Subarlar, Hurriler, Asurlular, Hititler, Akadlar, Frigyalılar, Urartular, Medler, Persler, Makedonyalılar, Kapadokyalılar, Romalılar, Sasaniler, Araplar, Bizanslılar, Selçuklular, Moğollar, Akkoyunlular, Osmanlılar gibi kimler gelip kimler geçti.<br />
Dersim bölgesine kimi “İşuva” adını verdi: kimi “Supani”…<br />
Yaşayanlara kimi “Muştular” dedi; kimi “ Müşkiler”…<br />
Ne diyordu koca Ahmet Arif:<br />
“Beşikler vermişim Nuh'a<br />
Salıncaklar, hamaklar,<br />
Havva Ana'n dünkü çocuk sayılır,<br />
Anadoluyum ben,<br />
Tanıyor musun ?..”<br />
<br />
<b>Madde 2)</b> Dersim’in adı nereden geliyor?<br />
<br />
Dersim; Farsça, “der” (kapı), “sim” (gümüş) sözcüklerinden oluşan bir isim tamlamasıdır. Türkçe’ye “Gümüşkapı” olarak çevirebiliriz.<br />
Güney ağızlarında Dersim, “Darsim” diye telaffuz ediliyor. Kimi tarihçi bunun sadece söyleniş olmadığını belirtiyor. Onlara göre “Darsım” Zazaca bir sözcük; ‘dar” (ağaç) ve “sim” (gümüş) idi; ve Darsım aslında “Gümüşağaç” demekti.<br />
Bu teze göre, Dersimliler “ağaca tapınmaları” nedeniyle bu ismi kullanıyorlardı!<br />
Ancak yazdığımız gibi bölgeye birçok uygarlıklar geldi. Ve bunların çoğu isim değiştirdiler.<br />
Örneğin Çemişkezek bölgesine; Hititler “Zuhma”; Urartular “ Tamişkiş”; Romalılar “Hieroplis”; Bizanslılar “Tsimisca” dediler…<br />
Dersim’in adı uzun yıllar “Daranalis” olarak kaldı. Bu ismin, M.Ö 519’da Doğu Anadolu’yu fetheden Pers Kralı Dara’nın adından kaynaklandığı ileri sürülüyor.<br />
Bu noktada “Daranalis” ve Persler’in adını geçirmemizin özel bir nedeni var. Çünkü Dersimlilerin asıl yurtları Anadolu değil; İran.<br />
<br />
<b>Madde 3)</b> Dersimliler aslında nerelidir?<br />
<br />
Horasanlıdırlar.<br />
Hazar Denizi’nin güney batısında (Tahran’ın kuzeyinde) Deylem/Daylam bölgesinde, Pers öncesi halklardan bir topluluk yaşardı: Deylemliler/Daylamlılar!<br />
İran’daki Büveyhoğulları Devleti’ni (932-1056) bunların kurduğu biliniyor.<br />
Bu halk 13’üncü yüzyılda Moğol istilasından kaçarak Anadolu’ya geldiler. Anadolu’da yaşadıkları bu bölgeye kendi adlarını verdiler.<br />
<br />
<b>Madde 4 )</b> Dersimlilerin akrabaları kimler?<br />
<br />
Günümüz İran’ın Kuzey Horasan Eyaleti’nde Deylaman bölgesi vardır. Lahican, Siya, Kal, Koh, Mazendaran, Rast, Gibal, Pir Pulur, Fumen, Gerekerd, Gilan, Teberistan, Chalus, Kalar, Enzeli, Varemin, Bar, Tufem, Rudsa, Muvaz, Kohaman, Hasan Rud, Emurluh gibi yerlerde yaşayanlar Dersimlilerin akrabalarıdır.<br />
Konuştukları dil ise Zazacadır.<br />
“Dersim’de Kökler” adlı kitabından yararlandığımız Ali Kara, İran’daki “Dersimliler” konusunda araştırma yaptı. Anadolu’daki Dersimlilerle konuşma, türkü söyleme, inanç, yaşam tarzı konusunda aynı olduklarını yazdı. Kadın-erkek eşitliğini; kadınların başlarını kapatmadığını, isimlerin doğa adları olduğunu gözlemledi. “Cem”lerine katıldı. Aslında Şamanizm’in, Zerdüştlüğün hala yaşatıldığını fark etti.<br />
<b><img alt="" height="302" src="http://www.odatv.com/images/9486097.jpg" width="450" /><br />
<br />
Madde 5)</b> Dersim dilinin kökeni nedir?<br />
<br />
Persler’in “Bisitun Kitabeleri”nde Deylemlilerin konuştukları dile “Zuzu” deniyor. “Zuzu” bugünün anlamıyla Zaza!<br />
Kimi dilbilimcilerine göre bu dilin adı, Deylem’den türeyen “Dımılıce”dir.<br />
Bu nedenle bilimsel sınıflandırmada bu dil ailesinin "Kuzeybatı İranî diller" grubunda yer aldığı belirtilmektedir.<br />
Dil bilimcileri ve Zazalar, Zazaca/Dımılıce’yi bir dil olarak kabul eder.<br />
Keza İranoloji dilbilimine göre de, Zazaca başlıbaşına bir dildir.<br />
Kürdolojinin babası sayılan V. Minorsky; ve David Mc Kenze, Prof, Goiche Kojima, Susani, Oskar Mann ile Karl Hadank gibi bilim adamları Zazaca'nın bir Kürt lehçesi olmadığını kanıtlamışlardır.<br />
Zazaca; eski dillerden Partça’nın devamı olarak kabul edilir<br />
Fakat bazı Kürdologlar bu durumu kabul etmezler; Zazaca'yı Kürtçe'nin dört lehçesi arasında sayarlar.<br />
Bütün Kürtler meseleye “milliyetçilik penceresinden” bakmazlar; “Kürdistan Milliyetçilik ve Dil” kitabının yazarı Amir Hassanpour gibi kimi Kürt dilbilimciler, Zazaca’nın Kürt lehçelerinden yapısal olarak farklı olduğunu yazar.<br />
Yine de bazı Kürt “aydınlar”, Zazalar’ın Kürt olmadığını iddia edenlere ateş püskürürler. Ebubekir Pamukçu, Ali Kaya veya Kürt M Şerif Fırat gibi yazarları “inkarcılıkla” suçlarlar!<br />
Şurası bir gerçektir ki, Zazalar’ın önemli bir bölümü günümüzde Kürt kimliğini benimsemişlerdir.<br />
Bu arada…<br />
Bazı Türkologlar da, Zazaca'yı Türkçe'nin bir lehçesi varsayar ve; Zazaların Horasan'dan gelen Türk boyu olduğunu iddia ederler. Bunlara göre Zazalar, Dersim’e gidince Kürtleşmişlerdir!<br />
Devletin resmi tarih tezi de böyledir.<br />
Kuşkusuz bu “resmi tarihtir ve mutlaka yanlıştır” anlayışı doğru değildir.<br />
<b>Madde 6 )</b> Zazaca konuşulan iller hangisi?<br />
Tunceli(bütün ilçeler);<br />
Bingöl (bütün ilçeler);<br />
Elazığ (Batı bölgesi hariç);<br />
Diyarbakır (Ergani, Çermik, Dicle, Lice, Çüngüş, Hani, Kulp, Eğil, Hazro); Urfa (Siverek, Bucak);<br />
Muş (Varto);<br />
Sivas (Zara, İmranlı, Ulaş, Kangal, Hafik, Divriği, Gürün) Adıyaman (Gerger);<br />
Erzincan(merkez ve Tunceli'ye yakın yerlerde); Batman (Merkez, Sason); Bitlis(Mutki,Tatvan);<br />
Malatya (Pötürge, Doğanyol, Arguvan);<br />
Ardahan(Göle); Uşat Eşme gibi Batı’daki bazı ilçe ve köylerde de sürgünler nedeniyle konuşulmaktadır.<br />
Zazaca sadece Türkiye’de konuşulmuyor. İran’da da en az 1 milyon insanın Zazaca konuştuğu biliniyor. Bunların küçük bir bölümü, Çaldıran Savaşı’ndan sonra Anadolu’dan kaçan Türkmen aşiretleridir.<br />
<br />
<b>Madde 7)</b> Dersimliler Alevi midir?<br />
Zerdüşt/Yezidi olan Deylaman halkı 873’te Müslüman oldu.<br />
917’de ise Caferi Sadık mezhebini / Aleviliği kabul ettiler.<br />
Kimi tarihçiye göre Zaza Aleviliği; Şii inancıyla, Zerdüştlüğün gelenek ve göreneklerinin bileşiminden oluşmuştur.<br />
Gelelim Anadolu’daki Dersimlilere…<br />
Dersim denince akla 126 aşiret ve boyun birleşmesi geliyor. Bunların hepsi Zaza değil. İçlerinde Türkmen aşiretleri de var.<br />
Bu aşiretlerin hepsinin tarihsel hikayesi farklı olduğu için hepsini ayrı ayrı ele almak gerekir. Bölgeye geliş tarihleri bile farklılıklar gösterir. Örneğin Hz. Muhammed soyundan geldiklerini iddia eden Kureyşan Aşireti, Melihşah döneminde Dersim’e geldi.<br />
Geliş tarihleri farklı olsa da Dersim bölgesindeki Zazalar’ın büyük çoğunluğu Alevi’dir. Fakat Sünni olan Zazalar’ın bulunduğunu da eklemeliyiz:<br />
Örneğin Cibranlı Halit Bey Sünni bir Zaza Kürdü’ydü.<br />
<br />
<b>Madde 8)</b> “Tunceli” adı ne zaman verildi?<br />
Vakit Gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak 1937-38 Dersim İsyanı’nı bastıran askeri harekatın adının “Tunç- Eli” olduğunu ve operasyondan sonra Dersim’e “Tunceli” adının verildiğini yazdı. Doğru değildir.<br />
Osmanlı, Tanzimatla birlikte yeni idari yapılanmaya gitti.<br />
O tarihe kadar “başına buyruk olan” Dersim sancaktı.<br />
1847’te; Hozat merkez olmak üzere Erzurum vilayetine bağlıydı;.<br />
1859’da; Harput eyaletine; 1867’de ise topraklarının bir bölümü Erzincan sancağına dahil edildi.<br />
1879’da ayrı bir vilayet oldu.<br />
1886’da tekrar mutasarraflığa indirildi.<br />
1892’de Elazığ’a bağlandı.<br />
Görüldüğü gibi Osmanlı, Dersim’i hep bölerek yönetmek tavrı içinde oldu.<br />
Gelelim Cumhuriyet dönemine:<br />
Dersim 1923’te ilçe yapılarak Elazığ’a bağlandı.<br />
Ancak…<br />
25 Aralık 1935’te, 3195 sayılı, 2884 no’lu kanunla “Tunceli” adıyla il yapıldı.<br />
Sünniliği devletin resmi ideolojisi haline getiren Osmanlı’nın Dersim’e bakışı belliydi. Peki ya Cumhuriyet’in?<br />
Bunu İçişleri Bakanı Şükrü Kaya’nın isteğiyle sadece 100 adet basılan “Dersim” kitapçıktan anlayabiliyoruz:<br />
“Dersim’in coğrafi ve toplumsal yapısı, çapulculuk ve isyana teşvik edicidir. Halk bu yüzden vergi vermiyor, yasa dinlemiyor ve askerlik hizmeti yapmıyor. Toprağı tarıma elverişli olmadığı için çapulculuk yapıp çevre bölgelerdeki halka baskın yapıyor. (2700 kaçak vardı.)<br />
Halkın gerçek efendileri; şeyh, seyyid, dede, ağa ve bey takımıdır. Dersim mutlaka devletin egemenliğine girmelidir. Ancak bölgede sadece asker ve jandarma bulundurmakla itaat sağlanmaz. Köklü ıslahat şarttır.<br />
Dersim halkı Oğuz boylarından gelmiş Türkmenlerdir. Sonradan Kürtleşmişlerdir. Türk kökenlerine çevirmek için kışlaların yanına okul yapılmalıdır.<br />
Ağalar ve Seyyidler bölgeden Türklerin yoğun olduğu bölgelere sürülmelidir.”<br />
Cumhuriyet, Dersim’i merkeze hükümetin kontrolüne alıp çağdaşlaştırmak istiyordu.<br />
<br />
<b>Madde 9)</b> Atatürk’ü seviyorlar mı?<br />
Dersimliler, Kurtuluş Savaşı’nda Mustafa Kemal’in yanında yer aldı.<br />
Sivas ve Erzurum kongrelerinde 250 Zaza gönüllü koruyuculuk yaptı.<br />
Kongrelere Diyap Ağa ve Hasan Basri’yi milletvekili olarak gönderirler.<br />
23 Nisan 1920’de açılan Büyük Millet Meclisi’ne ise altı milletvekiliyle temsil edildiler.<br />
Şeyh Said isyanına katılmadılar.<br />
Dersimlilerin Atatürk sevgisinin iki nedeni vardır:<br />
Birincisi, Cumhuriyet Aleviler’i özgürleştirmişti.<br />
İkincisi Aleviler Atatürk’ün Alevi olduğunu düşünüyordu. Kimi Alevi’ye göre ise Atatürk “mehdi” idi.<br />
<br />
<b>Madde 10 )</b> Dersimliler niye ayaklandı?<br />
Temel sebep; ülkenin batısını siyasi, iktisadi ve kültürel olarak “modernize eden” Cumhuriyet yönetiminin, artık ülkenin doğusuna da el atmasıydı.<br />
Cumhuriyet bölgedeki yoksulluğu-geri kalmışlığı ortadan kaldırmak istiyordu.<br />
O küçük bütçesine rağmen 4 milyon lira ayırmıştı. Bununla yollar, köprüler yapmayı planlıyordu.<br />
Bölgeye “el atma”nın siyasi nedeni ise; Cumhuriyet’in, ağa ve şeyhlerin hüküm sürdüğü feodalizmi tasfiye etmek istemesiydi. Atatürk aşiret sisteminin yıkılmasını ve toprak reformu yapılmasını istiyordu.<br />
Meselenin kültürel ayağı da vardı. Dersim halkını Kürtleşmiş Türk olarak görüyorlardı. Mecburi iskan yasası çıkarılarak, Dersim aşiretlerinin Türklerin yoğun yaşadığı bölgelere göndererek Türkleşmesinin sağlanacağını planlıyorlardı.<br />
<br />
Ankara’daki bazı bürokrat ve siyasilerin Osmanlı döneminden kalma, “Sünniler devlete bağlıdır, Aleviler kötülüklerin başlıca nedenidir” şeklindeki Alevi düşmanlığıyla yaptıkları yönlendirmeler “reformların” sert olmasına yol açtı.<br />
Cumhuriyet kadroları reformları hayata geçirme konusunda ikiye bölündü; Vali Cemal Bey gibi uzlaşmadan yana olanlarla, Umum Müfettişi İbrahim Tali gibi sert tedbirlerin alınmasından yana olanlar arasında.<br />
En sert görüşler Mareşal Fevzi Çakmak’a aitti; Kürt memurlara bile karşıydı!<br />
Diğer yanda…<br />
Şunu da eklemem gerekiyor; 1937-38 askeri harekatı Dersim’e yapılan ilk operasyon değildi.<br />
1861’den başlayarak Dersim’e sürekli askeri harekatlar düzenlendi.<br />
Yazdığım gibi bunun temel nedeni iktisadiydi.<br />
Tanzimat’ta da, II. Meşrutiyet’te de, Cumhuriyet’te de aynı durumla karşılaşılmıştı: Aşiret ağaları yeniden yapılandırılan merkezi yapının kontrolüne girmek istemiyordu. Kendi kanunlarını kendilerinin koyduğu feodal düzenin yıkılmasına karşı çıkıyorlardı.<br />
Bölge halkının yoksul ve cahil olması, feodal düzenin sürmesini isteyenler tarafından hep kullanılmıştır.<br />
Kuşkusuz onlarca zulme uğramış Dersimlilerin merkezi iktidarlara güvensizlikleri de bunda etken olmuştur.<br />
Aynı bugün olduğu gibi…<br />
<br />
<b>Soner Yalçın<br />
Odatv.com</b>yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-83861571850059082552011-09-14T17:45:00.000+03:002011-09-14T17:45:36.161+03:00ATANIN GENİŞ VE ZENGİN DÜŞÜNCE DÜNYASINA ÖRNEK...<b><span style="color: black; font-family: Arial; font-size: x-large;"><span style="color: black; font-family: Arial; font-size: 24.0pt; font-weight: bold;">Homeros, Atatürk ve Manfred Osman...</span></span></b><br />
<br />
<b><span style="color: black; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><span style="color: black; font-family: Verdana; font-size: 10.0pt; font-weight: bold; line-height: 130%;">PROF. Manfred Osman Korfmann, ilk olarak 1870’lerde başlayan, 1988’den sonra üçüncü kez devam eden Troya’da iğne ile kuyu kazıyor. </span></span></b> <br />
<div align="center" class="ecxMsoNormal" style="text-align: center;"><span style="color: black; font-family: Arial; font-size: xx-small;"><span style="color: black; font-family: Arial; font-size: 9.0pt;"><img alt="http://www.hurriyet.com.tr/p/spacer.gif" border="0" height="10" id="ecxPicture_x0020_9" src="https://snt116.mail.live.com/att/GetInline.aspx?messageid=68a01511-dedf-11e0-8012-00237de416aa&attindex=6&cp=-1&attdepth=6&imgsrc=cid%3aimage007.gif%4001CC7305.6EE0AAB0&shared=1&hm__login=ugur_yapici&hm__domain=hotmail.com&ip=10.13.30.8&d=d1&mf=0&hm__ts=Wed%2c%2014%20Sep%202011%2014%3a43%3a44%20GMT&st=ugur_yapici&hm__ha=01_e6a50b21afdccb5af88a360dec1ddca702da8493d705b07f4954c06815c12525&oneredir=1" width="66" /></span></span></div><div class="ecxMsoNormal" style="line-height: 140%;"><b><span style="color: black; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><span style="color: black; font-family: Verdana; font-size: 10.0pt; font-weight: bold; line-height: 140%;">Troya </span></span></b><span style="color: black; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><span style="color: black; font-family: Verdana; font-size: 10.0pt; line-height: 140%;">kazı çalışmalarını yürütüyor. ‘<b><span style="font-weight: bold;">Troia </span></b><i><span style="font-style: italic;">(Troya) benim ikinci evim, ikinci eşim’ diyor. Yaşamını kazılar için adamış, Almanya Cumhurbaşkanı’nın izniyle <b><span style="font-weight: bold;">Türk </span></b></span></i>vatandaşlığına geçmiş; yani çift pasaportu var... <b><span style="font-weight: bold;">Çanakkale’</span></b>de kendisine <b><span style="font-weight: bold;">‘Osman Bey’</span></b> deniliyor. <br />
<br />
<b><span style="font-weight: bold;">Korfmann, Troya’</span></b>nın Anadolu uygarlığı olduğunu savunan tek arkeolog olarak biliniyor; bu nedenle arkeoloji çevrelerinde çok tartışılan bir isim.<br />
<br />
<b><span style="font-weight: bold;">Tübingen Üniversitesi’</span></b>nde Arkeoloji Bölümü Başkanı iken kazılar için <b><span style="font-weight: bold;">Türkiye’</span></b>ye geliyor. 18 Mart Üniversitesi kurulunca rektörün danışmanlığını, sonra da Arkeoloji Bölümü Başkanlığı’nı üstleniyor. <b><span style="font-weight: bold;">Almanya’</span></b>da olduğu gibi <b><span style="font-weight: bold;">Türkiye’</span></b>de de bir<b><span style="font-weight: bold;"> Troya Vakfı’</span></b>nın kurulması çalışmalarına öncülük ediyor. Vakfın kurucuları arasında; <b><span style="font-weight: bold;">Prof. Ramazan Aydın,</span></b> <b><span style="font-weight: bold;">Prof. Celal Şengör, Prof. Coşkun Özgünel, Süleyman Bodur, Zafer İncecik, Alp Yörük, Çiğdem Morçül, Dr. Aslı Erim Özdoğan,</span></b> <b><span style="font-weight: bold;">Dr. Göksel Sazcı, Prof. Muharrem Satır, Prof. İlhan Kayan, Prof. Turan Efe </span></b>ve<b><span style="font-weight: bold;"> Enver Sadık Yılmaz </span></b>gibi bilim ve kültür adamları, turizmciler ve işadamları bulunuyor. <b><span style="font-weight: bold;">Prof. Korfmann,</span></b> kazıların artık <b><span style="font-weight: bold;">Türkiye </span></b>kaynaklı yürütülmesi için bu vakfı kurduklarını söylüyor. Zaten bizzat yürüttüğü çalışmalarla <b><span style="font-weight: bold;">Troya’</span></b>nın bulunduğu alanı <b><span style="font-weight: bold;">‘Tarihi Ulusal Troia Parkı’</span></b> ilan ettirmiş. Vakfın temel amacının; bölgenin envanterini çıkarmak, restorasyon ve koruma çalışmalarına katkıda bulunmak olduğu belirtiliyor. Sadece <b><span style="font-weight: bold;">Çanakkale’</span></b>deki değil <b><span style="font-weight: bold;">Türkiye </span></b>ve hatta dünyadaki arkeoloji öğrencileri için bulunmaz bir <b><span style="font-weight: bold;">‘laboratuvar’...<br />
<br />
</span></b>Bu arada <b><span style="font-weight: bold;">Çanakkale </span></b>içindeki <b><span style="font-weight: bold;">Arkeoloji Müzesi’</span></b>nin, <b><span style="font-weight: bold;">Troya </span></b>harabelerinin bulunduğu alana taşınması için bizzat <b><span style="font-weight: bold;">Ankara’</span></b>ya giderek Bakan <b><span style="font-weight: bold;">Erkan Mumcu’</span></b>dan söz almış... <br />
<br />
<b><span style="font-weight: bold;">‘Anadolu Ateşi’</span></b>nin yapımcısı<b><span style="font-weight: bold;"> Mustafa Erdoğan’</span></b>ın, yeni müzikal çalışmasının adını <b><span style="font-weight: bold;">‘Troya’ </span></b>koyacağını açıklaması ilginç...<br />
<br />
Kazı bölgesine en yakın bölgede bulunan <b><span style="font-weight: bold;">Tusan Oteli’</span></b>nin sahibi <b><span style="font-weight: bold;">Enver Sadık Yılmaz,</span></b> ‘<b><span style="font-weight: bold;">Gelibolu </span></b>yarımadası ile <b><span style="font-weight: bold;">İntepe </span></b>bölgesi <b><span style="font-weight: bold;">Türkiye </span></b>için çok önemli kültürel mekánlar sayılmaya başladı. Turist sayısı her geçen gün artıyor; Arkeolog <b><span style="font-weight: bold;">Korfmann’</span></b>ın da inanılmaz çabalarına karşılık <b><span style="font-weight: bold;">Türkiye’</span></b>nin de üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerekiyor. Troya bir mirastır, emanettir.’ diyor.<br />
<br />
Ve buna örnek olarak, bölgeyi ziyaret edenlere bedava su ve çay servisi yaptıklarını, <b><span style="font-weight: bold;">WC’</span></b>lerin hijyenik bakımını üstlendiklerini anlatıyor.<br />
<br />
<b><span style="font-weight: bold;">Prof. Korfmann’</span></b>ın ortaya koyduğu emekler ve <b><span style="font-weight: bold;">Troya </span></b>filminin <b><span style="font-weight: bold;">Türkiye </span></b>için yaptığı büyük tanıtım sonucunda <b><span style="font-weight: bold;">Çanakkale’</span></b>ye inanılmaz bir merak başlamış... <br />
<br />
Bu yıl gelecek yabancı turist sayısının 500 bini aşması bekleniyor. <b><span style="font-weight: bold;">Çanakkale’</span></b>ye bu yolla en az 1 trilyon girdiği hesaplanıyor. <b><span style="font-weight: bold;">Troya’</span></b>nın, restorasyon, bakım ve koruma gibi çalışmalara, bu gelirin % 10’unu aktarmak gibi görüşler tartışılıyor. Bazıları, her gelen turistten 5 Euro kesilmesini öneriyor.<br />
<br />
<b><span style="font-weight: bold;">MNG </span></b>Turizm Grubu Başkanı <b><span style="font-weight: bold;">Hüseyin Baraner’</span></b>in, 9-12 Ağustos tarihleri arasında yapılan <b><span style="font-weight: bold;">Çanakkale Troya Festivali’</span></b>ne <b><span style="font-weight: bold;">Çanakkale’</span></b>nin tanıtımı için <b><span style="font-weight: bold;">Almanya’</span></b>dan getirdiği 25 gazeteci ve turizm yazarı buraya hayran kalmış... <b><span style="font-weight: bold;">Çanakkale Ezineli </span></b>olan <b><span style="font-weight: bold;">Baraner Almanya’</span></b>da oturuyor ve dünya çapında tanınmış bir <b><span style="font-weight: bold;">Türk </span></b>turizmci olarak biliniyor.<br />
<br />
Yeni bir model üzerinde çalışıyor:<br />
<br />
‘<b><span style="font-weight: bold;">Antalya’</span></b>ya 6.5 milyon turist geliyor. Tıkanmaya başlayan bu kapıyı <b><span style="font-weight: bold;">Anadolu’</span></b>ya doğru açmamız gerekiyor daha çok turist gelmesi için. <b><span style="font-weight: bold;">Almanya’</span></b>da <b><span style="font-weight: bold;">Bentur </span></b>olarak başlattığımız kampanyada <b><span style="font-weight: bold;">‘Antalya’dan Türkiye’nin Her Yerine’</span></b> yani <b><span style="font-weight: bold;">Kapadokya,</span></b> <b><span style="font-weight: bold;">Efes,</span></b> <b><span style="font-weight: bold;">Bergama </span></b>ve <b><span style="font-weight: bold;">Truva’</span></b>ya yeni bir açılım modeli uyguluyoruz. <b><span style="font-weight: bold;">‘Türkiye’yi keşfedin’</span></b> diyoruz. Böylece <b><span style="font-weight: bold;">Antalya </span></b>gelecekte, <b><span style="font-weight: bold;">Akdeniz’</span></b>in en büyük turizm destinasyonu ve turizm dağılım noktası olacak. ‘<b><span style="font-weight: bold;">Troya’</span></b> filminin etkisini unutturmamak için etkinliklerimizi canlı tutmalıyız; 50 milyar dolarlık turizm yatırımlarımızın cazibesi ancak böyle artırılabilir.’<br />
<br />
<b><span style="font-weight: bold;">Türkiye’</span></b>deki bir ilklerden sayılan ‘Sokak Şenlikleri’ etkinlikleri yapıldı dün <b><span style="font-weight: bold;">Çanakkale’</span></b>de... Bireylerin gönüllü katkıları ile kentin bütün dinamiklerinin paylaştığı bu modelle Çanakkale’nin ekonomik, kültürel ve sosyal değerleri ortaya çıkarılarak tanıtıldı. Yani bir sivil inisiyatifin gücü...<br />
<br />
</span></span><b><span style="color: red; font-family: Arial; font-size: medium;"><span style="color: red; font-family: Arial; font-size: 13.5pt; font-weight: bold; line-height: 140%;">Troya eserleri 300 müzede</span></span></b><span style="color: black; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><span style="color: black; font-family: Verdana; font-size: 10.0pt; line-height: 140%;"><br />
<br />
<b><span style="font-weight: bold;">ARKEOLOJİ </span></b>yazılarıyla bilinen gazeteci <b><span style="font-weight: bold;">Özgen Acar,</span></b> <b><span style="font-weight: bold;">Çanakkale </span></b>ve <b><span style="font-weight: bold;">Troya </span></b>ile ilgili şöyle diyor: ‘<b><span style="font-weight: bold;">İstanbul’</span></b>da yerleşim başlamadan 2000 yıl önce <b><span style="font-weight: bold;">Çanakkale Boğazı’</span></b>ndaki <b><span style="font-weight: bold;">Troya </span></b>vardı. <b><span style="font-weight: bold;">İstanbul Boğazı’</span></b>ndan daha önemli bir konumdaydı. Doğudan batıya, batıdan doğuya gelip giden kervanların, <b><span style="font-weight: bold;">Karadeniz’</span></b>den<b><span style="font-weight: bold;"> Akdeniz’</span></b>e inip çıkan teknelerin kesiştiği ve uğradığı kavşaktı. MÖ 2600’den kalma böylesine bir hazinenin değerinin <b><span style="font-weight: bold;">Türkiye </span></b>için önemini düşünebiliyor musunuz? <b><span style="font-weight: bold;">Troya’</span></b>da, projelendirilen uluslararası müze yapıldığı takdirde mevcut kalıntılarla ve dünyanın 47 ülkesindeki 300 müzeye kaçırılmış, dağılmış parçaların burada sergilenmesi <b><span style="font-weight: bold;">Anadolu’</span></b>nun dünya uygarlığındaki kültür odağı olacaktır. Bu çok önemli bir durumdur. Belki bu süreç 100 yılı bulabilir. İşte <b><span style="font-weight: bold;">Çanakkale </span></b>o zaman gerçek değerine kavuşacaktır.’<br />
<br />
</span></span><b><span style="color: red; font-family: Arial; font-size: medium;"><span style="color: red; font-family: Arial; font-size: 13.5pt; font-weight: bold; line-height: 140%;">3 bin 200 yıl önceki öykü</span></span></b><span style="color: black; font-family: Verdana; font-size: x-small;"><span style="color: black; font-family: Verdana; font-size: 10.0pt; line-height: 140%;"><br />
<br />
<b><span style="font-weight: bold;">PROF. Korfmann,</span></b> 3 bin 200 yıl önceki tarihe düşen <b><span style="font-weight: bold;">Troya </span></b>öyküsünün filmi çekilirken bilim adamlarına danışılmadığını, gene de eğlence dünyası için iyi bir film olduğunu ima ediyor. Şöyle bir sözü var:<br />
<br />
‘Dünyanın en meşhur <b><span style="font-weight: bold;">Homeros </span></b>uzmanı, <b> <span style="font-weight: bold;">Basel Üniversitesi’</span></b>den <b><span style="font-weight: bold;">Prof. Joachim Latacz’</span></b>a sordum ve filmi beğendiğini söyledi. Bana <b><span style="font-weight: bold;">Agamemnon </span></b>ve <b><span style="font-weight: bold;">Akhilleus </span></b>arasındaki gerginliğin <b><span style="font-weight: bold;">İlyada’</span></b>daki gibi yansıtıldığını söyledi. Sanırım yönetmen <b><span style="font-weight: bold;">Wolfgang Petersen, İlyada’</span></b>yı okudu.’<br />
<br />
Alman hocanın sözünü ettiği <b><span style="font-weight: bold;">Prof. Latacz,</span></b> arkeloji dil uzmanı; 40 yıldır <b><span style="font-weight: bold;">Homeros </span></b>ve <b><span style="font-weight: bold;">İlyada </span></b>konularında çalışmalar yapıyor. Bu konuda başka bir dil uzmanı yok. <b> <span style="font-weight: bold;">Homeros’</span></b>un <b><span style="font-weight: bold;">Troya’</span></b>yı anlatan <b><span style="font-weight: bold;">İlyada </span></b>eseri, Avrupa edebiyatının başlangıç tarihi sayılıyor. Eserde savaş öyküsü var; ama verdiği mesaj barış. Bu savaşın ne kadar kötü olduğunu anlatmak için yazmış; ders alınıp barış desteklensin diye...<br />
<br />
<b><span style="font-weight: bold;">Troya </span></b>asırlar boyunca stratejik açıdan önemli bir bölge ve dolayısıyla da savaş alanı olmuş; <b><span style="font-weight: bold;">MÖ </span></b>1200 <b><span style="font-weight: bold;">Troya Savaşı </span></b>ve 1915’te <b><span style="font-weight: bold;">Çanakkale Savaşı.</span></b>..<br />
<br />
<b><span style="font-weight: bold;">UYGARLIKLAR KENTİ<br />
<br />
Troya,</span></b> geçmişte sahille bütünleşen bir yermiş; önemli bir limanmış... Rüzgárlı bir bölge olduğundan açık denize çıkılmadan önce malzeme ikmali için mutlaka uğranıldığından ve dolayısıyla topladığı vergilerden ötürü, çeşitli dönemlerde dokuz-on tabakadan oluşan zengin bir uygarlıklar kentine dönüşmüştü. Dolayısıyla <b><span style="font-weight: bold;">Yunan </span></b>uygarlıklarının gözü hep bu coğrafyada olmuş... <b><span style="font-weight: bold;">Isparta’</span></b>nın soylu kralı <b><span style="font-weight: bold;">Agememnon’</span></b>un kardeşinin karısı <b><span style="font-weight: bold;">Helen </span></b>ile <b><span style="font-weight: bold;">Troya Prensi Paris </span></b>arasındaki aşk, savaşı nedeni olarak gösterilse de esas nedenin <b><span style="font-weight: bold;">Troya’</span></b>nın zenginliği olduğu biliniyor. <b><span style="font-weight: bold;">Paris’</span></b>in abisi<b><span style="font-weight: bold;"> Hektor;</span></b> savaşta <b><span style="font-weight: bold;">Achilleus </span></b>tarafından öldürülüyor.<br />
<br />
Akıllı, cesur, onurlu ve ölümsüz bir isim. <b><span style="font-weight: bold;">Atatürk’</span></b>ün, <b><span style="font-weight: bold;">Çanakkale Savaşları’</span></b>ndan sonra <b><span style="font-weight: bold;">‘(Troyalı) Hektor’un öcünü aldık’</span></b> demesinin boşuna söylenmediği ortaya çıkmıyor mu?<br />
<br />
<b><span style="font-weight: bold;">‘Troya’</span></b> filminden getirilen heykel kurulurken akla bunlar geliyor. </span></span></div><div class="ecxMsoNormal" style="line-height: 140%;"><br />
</div><div class="ecxMsoNormal" style="line-height: 140%;"><br />
</div><div align="center" class="ecxMsoNormal" style="text-align: center;"><b><span style="color: #666666; font-family: Arial; font-size: xx-small;"><span style="color: #666666; font-family: Arial; font-size: 9.0pt; font-weight: bold; letter-spacing: .4pt;">Yalçın BAYER<img alt="http://www.hurriyet.com.tr/p/spacer.gif" height="5" id="ecxPicture_x0020_2" src="https://snt116.mail.live.com/att/GetInline.aspx?messageid=68a01511-dedf-11e0-8012-00237de416aa&attindex=1&cp=-1&attdepth=1&imgsrc=cid%3aimage002.gif%4001CC7305.6EE0AAB0&shared=1&hm__login=ugur_yapici&hm__domain=hotmail.com&ip=10.13.30.8&d=d1&mf=0&hm__ts=Wed%2c%2014%20Sep%202011%2014%3a43%3a44%20GMT&st=ugur_yapici&hm__ha=01_2457808ca47077139c51fa9893b8630778fc0a4d19767880bef3fc045438c6d1&oneredir=1" width="5" /></span></span></b></div><div align="center" class="ecxMsoNormal" style="text-align: center;"><span style="color: #333333; font-family: Arial; font-size: xx-small;"><span style="color: #333333; font-family: Arial; font-size: 8.5pt;">22.08.2004</span></span></div><div class="ecxMsoNormal" style="line-height: 140%;"><br />
</div>yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-24899638854171211472011-07-29T10:15:00.000+03:002011-07-29T10:15:20.402+03:00BAŞBAKANIN İSMET PAŞAYA OLAN ÖFKESİ, PAŞANIN TARİH SAHNESİNDEKİ YERİNİ ETKİLER Mİ?<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"><a href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmNFDSIAmCvXekscfRp_qlx1NPMn-2kk95YqAc9WPdS1xSVYHdObFmuv3ufB7Jw0g5-moMoLFbpzez1cHPKu45QHdQNGqxKmJDkw4OU9Z7V4urDT5q7p5TMMM3Syn38ZQwdr2wdSqXiYN-/s1600/inonunun-tarihdeki-yeri-2807111200_l.jpg" imageanchor="1" style="margin-left: 1em; margin-right: 1em;"><img border="0" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjmNFDSIAmCvXekscfRp_qlx1NPMn-2kk95YqAc9WPdS1xSVYHdObFmuv3ufB7Jw0g5-moMoLFbpzez1cHPKu45QHdQNGqxKmJDkw4OU9Z7V4urDT5q7p5TMMM3Syn38ZQwdr2wdSqXiYN-/s1600/inonunun-tarihdeki-yeri-2807111200_l.jpg" /></a></div>Lozan Anlaşması’nın 83. yıldönümünde mesaj yayınlayan Başbakan Erdoğan, Kurtuluş Savaşı kahramanı İsmet İnönü’nün adını anmazsa bu nasıl yorumlanır?<br />
<b>“Başbakan İnönü’ye kızıyor”</b> denir.<br />
Daha da ileri gidenler olur, onlar da <b>“Sadece kızmıyor ondan nefret ediyor”</b> diye yorumlar.<br />
Başbakan’ın kendi söylemlerinden çıkardığımız kadarıyla İsmet Paşa’yı sevmediği, hatta ondan nefret ettiği bir gerçektir.<br />
Çünkü babası Adnan Menderes’ciymiş. Menderes’in idamından da pek çok Demokrat Partili gibi Paşa’yı sorumlu tutuyormuş.<br />
Başbakanın yaptığı konuşmalardan öğrendik bunları.<br />
Başbakan da babasından kendine kalan bu İnönü öfkesini seçim meydanlarında da bol bol kullandı.<br />
Meydanlarda İnönü’ye ağır suçlamalar yönetti hatta hızını alamadı onu Hitler’e benzetterek diktatör ilan etti.<br />
Hitler ve İnönü…<br />
Biri Yahudi Soykımı yaparak milyonlarca insanı gaz odalarında öldürüp cesetlerini fırınlarda yaktı.<br />
Bununla da yetinmedi İkinci Dünya Savaşı’nı çıkardı ve yine milyonlarca insanın ölmesine neden oldu.<br />
Züalim, gaddar faşist bir diktatör.<br />
Öteki ise ülkesini İkinci Dünya Savaşı’na sokmayarak milyonlarca insanın hayatını kurtardı.<br />
Ama Başbakan Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığını dünyanın kabul ettiği Lozan Anlaşması’nın yıldönümünde İnönü adını ağzına almadı.<br />
Aslında Başbakanın bu tutumu İnönü’yü ne küçültür, ne de onun tarihi kimliğine ufacık bır fiske vurur.<br />
İnönü yalnız Türk tarihine değil, dünya tarihe geçmiş bir kişilik.<br />
Erdoğan ise cumhuriyet’in 32 başbakanından biri…<br />
***<br />
İnönü Türkiye Cumhuriyeti’ni çok partili demokrasiye geçiren de bir devlet adamıdır.<br />
Üstelik İnönü 1946 yılında iktidarı yitireceğini bile bile çok partili dönemi başlatmıştır.<br />
Kendisine karşı çıkanlara Türkiye’nin çok partili döneme mutlaka geçmesi gerektiğini söylemiş, bunu kararlılıkla uygulamaya koymuştur.<br />
1950 yılında da Demokrat Parti iktidara geldi ve İnönü’yü miting meydanlarında ve yurt gezilerinde taşlatacak kadar saygısız ve vefasız davrandı.<br />
Aradan yıllar geçtikten sonra bile büyük olasılıkla babasını ölümden kurtaran adama Başbakan Erdoğan’ın yaptığı vefasızlık devlet adamlığıyla kesinlikle bağdaşmaz.<br />
İnönü tarihteki yerinde durup duruyor. Bu tip vafasızlıklar onun değerini hiç mi hiç etkilemez.<br />
Aslında herkes İnönü’yü sevmek, hatta ona saygı göstermek zorunda değildir.<br />
<div class="separator" style="clear: both; text-align: center;"></div>Ama tarihi kişilerin değerlerini de belirlemeye kalkmak, hele hele onları Hitler gibi bir insanlık suçlusu manyağa benzetmek sıradan insanların haddi de olamaz.<br />
<b>Tufan Türenç</b><br />
<br />
<b>KAYNAK: ODA TV </b>yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-47504531011010200232009-11-21T17:35:00.000+02:002009-11-21T17:36:39.709+02:00EN ÇOK SATAN YALANLAR<p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; vertical-align: middle;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;">Bunlar yılın değil, ayın değil, haftanın top ten olan en kara siyasi yalanları. Milleti uyutmak için artık bir haftada bile o kadar çok yalan söyleniyor ki, aralarından en kuyruklu olanlarını seçmekte bayağı zorlandım. Sizin aklınıza gelenler sıralama dışı kaldıysa özür dilerim, yorum yazar eklersiniz. İşte benim seçtiklerim: <span style=""> </span></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; vertical-align: middle;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"> </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; vertical-align: middle;"><span style="font-family: Times New Roman;"><strong style=""><span style="font-size: 13pt;">Yargıtay’ı dinleyemedik</span></strong><span style="font-size: 13pt;">: Adalet Bakanı ve TİB Başkanı Yargıtay’ın santralindeki bir sorun yüzünden<span style=""> </span>dinlenemediğini söylediler. Telekomünikasyon İdaresi Başkanlığı Teknik Daire Başkanı Basri Aktepe ise, “Yargıtay’ı merkezden dinledik” dedi. </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><strong style=""><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"> </span></span></strong></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"><strong style=""><span style="font-size: 13pt;">Başbakan 6 yıldır dinleniyor</span></strong><span style="font-size: 13pt;">: TİB Başkanı Fethi Şimsek, “Tayyip Erdoğan 6 yıldır dinleniyor ve kimsenin kılı kıpırdamıyor” dedi. Memur Suçları Soruşturma Bürosuna çağrıldı, soruldu. “Ben Başbakan’ın 6 yıl gizlice dinlendiğini gazetelerden okudum!” dedi. </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; vertical-align: middle;"><strong style=""><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"> </span></span></strong></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; vertical-align: middle;"><span style="font-family: Times New Roman;"><strong style=""><span style="font-size: 13pt;">Sizin hiç oğlunuz öldü mü?</span></strong><span style="font-size: 13pt;"> Başbakan Meclisteki Kürt<span style=""> </span>açılımı genel görüşmesinde tribünlere oynadığı konuşmasında muhalefete “Sizin hiç oğlunuz öldü mü” diye sordu. Kendisinin bir oğlunun çürük raporuyla askerlikten yırttığını, ötekinin de 21 gün “yan gelip yatarak” yaptığını kimse bilmiyor sandı herhalde. </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; vertical-align: middle;"><strong style=""><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"> </span></span></strong></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; vertical-align: middle;"><span style="font-family: Times New Roman;"><strong style=""><span style="font-size: 13pt;">Dinime küfreden bari Müslüman olsa</span></strong><span style="font-size: 13pt;">: Alevilere dinsiz diyenler, Maraş’ta, Çorum’da Alevileri kesen, Madımak’ta yakanlar hepsi bir oldu, bugün Dersim ağıtı yakıyorlar. </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><strong style=""><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"> </span></span></strong></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"><strong style=""><span style="font-size: 13pt;">Devletin çizgiyle bölünmüş yolu</span></strong><span style="font-size: 13pt;">: Başbakan Erdoğan “Ankara-İzmir bölünmüş devlet yolunu” açtı. Yalanlama dokuzuncu Cumhurbaşkanı Demirel’den geldi: “Bölünmüş yol diyorlar, yol zaten var! Sağına soluna eklemeler yapıyorlar, ortaya bir çizgi çekiyorlar. Al sana bölünmüş yol!”</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; vertical-align: middle;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"> </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; vertical-align: middle;"><span style="font-family: Times New Roman;"><strong style=""><span style="font-size: 13pt;">Hastadan manşet çıkaranlar</span></strong><span style="font-size: 13pt;">: Yandaş medyanın bütün gazeteleri Ergenekon davasında hem sanık hem tanık olan ve “İleri derecede antisosyal kişilik bozukluğu” tanısı konmuş olan Osman Yıldırım’ın duruşmada söylediklerini manşet yaptılar. Ama aynı duruşmada Danıştay cinayetinin dört sanığının söz alıp “Osman Yıldırım yalan söylüyor” demesinden bahseden olmadı.<span style="color: rgb(68, 68, 68);"> </span></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><strong style=""><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"> </span></span></strong></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"><strong style=""><span style="font-size: 13pt;">Gözündeki çöpü görmedi elaleme şaşı dedi</span></strong><span style="font-size: 13pt;">: Kendi Devlet Bakanlığına bağlı RTÜK’ün eski Başkanı Zahit Akman’a “istifa et” sözünü geçiremeyen Bülent Arınç, CHP’nin içişlerine karışarak kelle isteyenlere destek verdi.<span style=""> </span></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; vertical-align: middle;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"> </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; vertical-align: middle;"><span style="font-family: Times New Roman;"><strong style=""><span style="font-size: 13pt;">Hangisine inanalım</span></strong><span style="font-size: 13pt;">: Ertuğrul Özkök, Kurtlar Vadisi Gladyo filmi için “ulusalcıydı, liberal oldu” diye yazdı. Filmi görenlerden Mine Kırıkkanat ise “Ergenekon davasının şifrelerini çözmek isteyen herkese, Kurtlar Vadisi Gladio’yu öneriyorum” dedi. </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"> </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"><strong style=""><span style="font-size: 13pt;">Yeni Osmanlı</span></strong><span style="font-size: 13pt;">: Kasımpaşa diplomasisinin adını “komşularla sıfır sorun” politikası koydular. Ama bu politika bırakın sorunsuzluğu, maşallah Ortadoğu ve Kafkaslarda zücaciye dükkanına girmiş fil etkisi yarattı.<span style=""> </span></span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><strong style=""><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"> </span></span></strong></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"><strong style=""><span style="font-size: 13pt;">İmralı yasaları başka mı?</span></strong><span style="font-size: 13pt;">: İnfaz yasasına göre ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasının koşulları bellidir. Ama AB baskısı yüzünden İmralı’da bu koşullar uygulanmaz.<span style=""> </span>5 milyon dolarlık yeni yer yapılıp, beş yeni arkadaşıyla görüşeceği hobi odası açılır. Ve de bu malikane önce mahkumun kardeşi tarafından<span style=""> </span>beğenilmez! </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><strong style=""><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"> </span></span></strong></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><strong style=""><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;">Çelebi Efendi</span></span></strong></p><p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><br /><strong style=""><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"></span></span></strong></p><p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><strong style=""><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;">KAYNAK:ODATV<br /></span></span></strong></p>yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-76200943180953219962009-11-09T18:13:00.000+02:002009-11-09T18:14:09.957+02:00BAŞBAKAN ADINA AVRUPA’DAKİ KÜRTLERLE GÖRÜŞEN İSİM KİM? AHLAKSIZ TEKLİFLERDE KİM BULUNUYOR?<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Kürt Açılımı 10 ve 12 Kasım’da Meclis’te tartışılacak. </span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Açılımın en önemli aşamasını Türkiye’ye dönüşler oluşturuyor. Dönüşlerde “siyaseten” en önemli adres ise Avrupa.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Avrupa’da yaşayan sürgün Kürtler ve PKK’lıların Türkiye’ye gelişlerinde ciddi hukuki sorunlar var. Bu sorunlar nasıl aşılacak?</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">İşte bu basit sorunun yanıtını ararken, bambaşka gerçeklerle karşılaştık. </span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 14pt; color: black;">****</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 14pt; color: black;">İlk sözü, Avrupa’nın önde gelen Kürt aydınlarından Selim Ferat’a veriyoruz. </span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Ferat, Yeni Özgür Politika gazetesinin 23 Eylül 2009 tarihli nüshasında yayınlanan makalesinde Kürt açılımının Avrupa ayağında görevlendirilen ismi açıklıyor.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Tarihe dikkat ediniz, 2.5 ay öncesinden söz ediyoruz. PKK’lıların Kandil’den Türkiye’ye girişi için önümüzde daha bir ay süre var.<span> </span><span> </span><span> </span></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Ferat önce bu ismi tarif ediyor: </span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Eski HADEP yöneticisi, </span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Recai Kutan’ın eski danışmanı. Şimdi AKP’yi destekliyor, </span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Başbakan Erdoğan’ın eski danışmanı,</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Ve Star Gazetesinde yazar…</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Kim bu kişi? Mehmet Metiner. </span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Ferat, Metiner “AKP’nin Gobels’i” diyor.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">****<span> </span></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Ferat’ın ifadesine göre Metiner, (Kürt siyasetinin içerisinden gelmenin avantajı ile) Avrupa’daki Kürt aydınları Türkiye’ye dönmeye ikna etmeye çalışıyor.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Peki bu görevi nasıl üstleniyor? Durumdan vazife mi çıkarıyor? </span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Odatv’nin edindiği bilgilere göre Metiner bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan tarafından görevlendiriliyor. Hadi biz ihtiyatlı olalım ve “iddia ediliyor” diyelim.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">****</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Ferat’ın makalesi şöyle devam ediyor:</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">“Berlin’de “Kürt Sürgünleri” ile bir toplantı düzenlemek isteyen Atalay, Metiner’e sığınan “akıllı Kürtler” üzerinden, “sürgündeki seçkin Kürtler” ile toplantılar yapmayı planlıyordu.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Potsdam’dan gelen böylesi bir “akıllı Kürt”, bana, Berlin’e gelecek olan Türk Bakanı ile görüşmemi teklif etti.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Ona, böylesi bir görüşme için örgüt ve parti mensup, kadro ve üyelerine gitmesini önerdim. Bu cevabıma karşın, bana “o zaman Erdoğan ile görüş” önerisini getirdi.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Görüşümü tekrarlayarak, gizli diplomasi ve görüşmelerden nefret ettiğimi söyleyerek, bir tartışma platformunda ROJ-TV’de görüşlerimi dile getireceğimi ilettim.”</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Kim o Atalay? Ferat’ın sözünü ettiği isim İçişleri Bakanı Beşir Atalay’dır. </span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Ferat’ın anlattığına göre Bakan Atalay, Avrupa’daki Kürtlerle gizli diplomasi yürütmeyi deniyor. Aracı ise Mehmet Metiner oluyor.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Ferat’ın söz sözünü anlatan en iyi ifade ise makalesinin başlığı: “Sürgün ya da demokles kılıcına biat”<span> </span></span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">****</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Şimdi söz sırası sürgündeki bir başka Kürt aydını olan Günay Aslan’da. Aslan şöyle söylüyor:</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">“Geçen hafta Sevgili Selim (Ferat) kendisine bu amaçla yapılan 'ahlaksız teklifi‘ deşifre etti. Selim yazısıyla AKP’nin maskesini indirdi. Ortalıkta böyle birçok simsarın dolaştığı, birilerini satın almaya çalıştıkları, yükselen tepkilerden de anlaşılıyor.” </span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt; color: black;">Bakalım, Kürt açılımı daha nerelere açılacak? </span></p> <p class="MsoNormal"><strong><span style="font-size: 13pt; color: black;">Barış Terkoğlu</span></strong></p><p class="MsoNormal"><br /><strong><span style="font-size: 13pt; color: black;"></span></strong></p><p class="MsoNormal"><strong><span style="font-size: 13pt; color: black;">KAYNAK:ODATV<br /></span></strong></p>yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-68831441523186978522009-11-06T19:18:00.001+02:002009-11-06T19:21:10.325+02:00TÜRKİYE EKONOMİSİNİN KRİZİ<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjODDsuWLrZnXHNqKf7Pz-KdyT8059uemUUkz8RdMsKXA3e6Pwc1ol0tX8Pb7mxWtI017BPlb4Fj_eQyOvuF-HYDYBl1XKFI0jLeH-tfODsrDmZ2H9UjUSfayKDIIXawPE_UldRxGU6PgJN/s1600-h/37516cb.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer; width: 240px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjODDsuWLrZnXHNqKf7Pz-KdyT8059uemUUkz8RdMsKXA3e6Pwc1ol0tX8Pb7mxWtI017BPlb4Fj_eQyOvuF-HYDYBl1XKFI0jLeH-tfODsrDmZ2H9UjUSfayKDIIXawPE_UldRxGU6PgJN/s320/37516cb.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5401041877190906834" border="0" /></a><br /><br />BU RAPORU İNDİRMEK İÇİN AŞAĞIDAKİ LİNKİ TIKLAYINIZ.<br /><a href="http://www.chp.org.tr/Files/Tukiye%20Ekonomisinin%20Krizi.pdf">http://www.chp.org.tr/Files/Tukiye%20Ekonomisinin%20Krizi.pdf</a>yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-75375865302431718792009-11-06T19:11:00.003+02:002009-11-06T19:15:49.435+02:00"SÖZ KONUSU AÇILIM PKK AÇILIMIDIR!"<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEii0V_cnoUtraNyh_W2qlLct1nwCEQPmIImXToXBwCnXluDwTytinz6BKak9YPI_hlR3yLlzyYkc234brbHKGciTrMXoMHK7dYaTkQvGhDz8VwfLlOZ1MS-bup2WIg4mdV4w3qo1ARsuZFn/s1600-h/f616bdb.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer; width: 292px; height: 233px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEii0V_cnoUtraNyh_W2qlLct1nwCEQPmIImXToXBwCnXluDwTytinz6BKak9YPI_hlR3yLlzyYkc234brbHKGciTrMXoMHK7dYaTkQvGhDz8VwfLlOZ1MS-bup2WIg4mdV4w3qo1ARsuZFn/s320/f616bdb.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5401039732251841090" border="0" /></a><br /><span id="ctl00_ContentPlaceHolder1_FormView1_HeaderLabel">GENEL BAŞKAN BAYKAL CNNTÜRK’ÜN CANLI YAYININDA RIDVAN AKAR’IN,“BİZ GAZETECİLER DE NE DİYECEĞİMİZİ ŞAŞIRDIK. KÜRT AÇILIMI MI, DEMOKRATİK AÇILIM MI, MİLLİ BİRLİK PROJESİ Mİ HER NEYSE”<b> SORUSU ÜZERİNE, “SÖZKONUSU OLAN PKK AÇILIMI. PKK’YLA BU İŞ KOTARILMAK İSTENİYOR” DEDİ.</b></span> <br /> <br /> <span id="ctl00_ContentPlaceHolder1_FormView1_SubHeaderLabel"><p class="MsoBodyText2" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: normal;"><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;">-“BURADAKİ TEMEL NOKTA ŞU; ELİNDE SİLAH OLDUĞU SÜRECE, TERÖR TEHDİDİNİ DEVAM ETTİRDİĞİ SÜRECE PKK İLE TEMAS KURAMAZSINIZ HALKLA TEMAS KURARSINIZ. HALKA YÖNELİRSİNİZ”<b> <o:p></o:p></b></span></span></p> <p class="MsoBodyText2" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: normal;"><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;"><o:p> </o:p></span></b></span></p> <p class="MsoBodyText2" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: normal;"><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;">-“BU AÇILIM DENİLEN, PKK’YI MUHATAP ALAN POLİTİKANIN EN BÜYÜK SAKINCASI BÖLGEDE PKK’YA MESAFELİ DURAN İNSANLARI ÇARESİZ BIRAKMAKTIR, PKK’YA TESLİM ETMEKTİR. BU SÜREÇ İŞLEMEYE BAŞLAMIŞTIR. VAHİM VE YANLIŞ BİR OLAY BU” <o:p></o:p></span></b></span></p> <p class="MsoBodyText2" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: normal;"><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;"><o:p> </o:p></span></span></p> <p class="MsoBodyText2" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: normal;"><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;">-“TERÖRLE MÜCADELE ETMEK İŞSİZLİKLE MÜCADELE ETMEKTİR. ORADAKİ ÇATIŞMA İÇİN HARCADIĞINIZ KAYNAKLARIN BİR KISMINI İŞSİZLİKLE MÜCADELEYE AYIRIRSANIZ ÇOK ŞEY YAPABİLİRSİNİZ”<br /></span></span></p><p class="MsoBodyText2" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: normal;"><br /><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;"></span></span></p><p class="MsoBodyText2" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: normal;"><br /><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;"></span></span></p><p class="MsoBodyText2" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: normal;"><br /><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;"></span></span></p><p class="MsoBodyText2" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: normal;"><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><span style="font-family: Verdana; font-size: 10pt;"><br /></span></span></p></span><span id="ctl00_ContentPlaceHolder1_FormView1_SubHeaderLabel"><p class="MsoBodyText2" style="margin: 0cm 0cm 0pt; line-height: normal;"><span id="ctl00_ContentPlaceHolder1_FormView1_DetailLabel"><div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">-“ANLAŞILIYOR Kİ BİR MERKEZ VAR. BU MERKEZ BİR SİYASİ PLANLAMANIN İÇİNDEDİR”</span></b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"> </span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><span style="font-size: 10pt;">-“</span><span style="font-size: 10pt;">BELGENİN ESASINA GELELİM, NE GEREKİYORSA YAPALIM, YAPIN. AMA BU BELGENİN KENDİSİ KADAR ÖNEMLİ BİR FARKLI ORGANİZASYONUN, BİR SİYASİ KAMPIN, BİR SİYASİ HESAPLAŞMA KARARGAHININ, BİR SUÇLAMA MERKEZİNİN MÜTHİŞ İMKANLARI DA KULLANARAK FAALİYET HALİNDE OLDUĞUNU BİZE GÖSTERİYOR. BEN BUNU GÖRÜYORUM”</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><span style="font-size: 10pt;"><strong>-“SAĞLIK SORUNUYLA İLGİLİ OLARAK ZİHİNLERİ KARIŞTIRAN, İNSANLARI TEREDDÜDE SEVK EDEN, TIBBIN, BİLİMİN, SAĞLIĞIN GEREKTİRDİĞİ ÇÖZÜMLERİ BİREYSEL TAVIRLAR ORTAYA KOYARAK KARARTMAK DOĞRU DEĞİL” </strong></span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"> </span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><span style="font-size: 10pt; font-weight: normal;">-“GDO İŞİ ÇOK BÜYÜK BİR İŞTİR. BUNU BÖYLE AYAKÜSTÜ HAZIRLANMIŞ BİR YÖNETMELİKLE ÇÖZMEK MÜMKÜN DEĞİLDİR. YARGIYA GİDECEĞİZ, İPTALİNİ İSTEYECEĞİZ”</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"> </span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><span style="font-size: 10pt;"><strong>-“AÇILIMLARDA ORTAYA ÇIKAN FİYASKO, EKONOMİK KRİZ, İŞSİZLİK, SOSYAL SORUNLAR, YAŞANAN SKANDALLAR, GDO’SUNDAN TUTUNUZDA AŞI MESELESİNE KADAR HER ALANDA YAŞANAN TUTARSIZLIKLAR İKTİDARI ARTIK BİR SEÇİMİ GÖZE ALMA NOKTASINDAN HIZLA UZAKLAŞTIRMIŞTIR”</strong></span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"> </span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><span style="font-size: 10pt; font-weight: normal;">İletişim Koordinatörlüğü ( Ankara ) – Genel Başkan Deniz Baykal CNNTÜRK’ün canlı yayınında güncel olayları değerlendirdi ve Rıdvan Akar’ın sorularını şöyle yanıtladı. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"> </span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Sevgili seyirciler gündemin rengine hoş geldiniz. Gündemin rengi bugün Ankara’dan sizlere sesleniyor. Cumhuriyet Halk Partisi lideri Deniz Baykal konuğumuz. Sayın Baykal hoş geldiniz. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Teşekkür ederim hoş bulduk. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Aşı olacak mısınız efendim?</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Bu konunun siyasetçilerin üzerinden tartışılıyor olması bir defa çok üzüntü verici. Çünkü bu bir genel sağlık sorunu. Bu <b>sağlık sorunuyla ilgili olarak zihinleri karıştıran, insanları tereddüde sevk eden, tıbbın, bilimin, sağlığın gerektirdiği çözümleri kendi bireysel tavırlarımızı ortaya koyarak karartan bir tavır içinde olmamız hiç hoş değil. </b>Her yerde bu tartışma var. Bugün İngiliz Dışişleri Bakanı da sanıyorum Miliband o da benzer tartışma yapmış. Biz bu konuları konuşmuyoruz demiş. Yani herkes kendi kararını kendisi alıyor. Toplumda aşılanmaya karşı bir kanaat oluşturulmasına katkı yapmak ağır bir sorumluluk. Buna ben katkı yapmak istemiyorum. Yani herkes bir güç seçenek olduğu anlaşılıyor. Belli yan etkileri var, tartışılan bir konu. Ama öte yandan sözkonusu gribin ciddi, vahim sonuçları da ortaya çıkıyor, insanlar ölüyorlar. Yani biri çıkıp böyle çaka yapıp işte aşılanmayacağım deyip insanların aşılanmasını engelleyip sonrada aşılanmadığı için ölen insanların durumuna seyirci kalmak kabul edilebilir bir şey değil. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Kişisel kararınız nedir?</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Bakın o karar işte yönlendirici olacak. Yani bir uygulama var. Ama ben Türkiye’de kamuoyunu bu konuda yönlendirmeye öncülük yapmak istemiyorum.</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Aslında siyasetçiler kanaat önderi. Dolayısıyla halk onları model olarak benimsiyor. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Bu öyle bir konu ki, bu sağlık konusu. Yani bunu siyasetçinin siyasetçi olduğundan dolayı daha geçerli bir şey söyleme imkanı yok. Bu bir insani tavır. Herkes kendi tavrını takınır. Yani ben iki sorumluluğu aynı anda hissediyorum. Bir; aşı yaygın bir pratik. Dünya Sağlık Örgütü bunu öneriyor. Dünya Sağlık Örgütünün önerdiği bir şey. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Tabipler Odası da Türkiye’de aşıyı önerdi. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Tabi Türkiye’deki sağlık otoriteleri bunu öneriyorlar. Yani hayır olmayın demek anlamına gelecek tavır takınmak yakışır mı? Yani ana muhalefete yakışmaz. Gerisini bilemiyorum. Yani bu yanlış bir şey. Zihinleri karıştırmak doğru bir şey değil. Aşılanırsın, aşılanmazsın bu senin bileceğin iş. Bireysel kararın. Ama toplumu belli bir görüşe… O zaman aşılamamak gerekiyorsa o zaman kaldır aşıyı. Yanlış de, bunun yan etkilerini Türkiye’ye taşıyamayız de. Buna fırsat veremem de. Yani hem kampanyayı açıyorsun, bakan bu konuda bir yoğun çalışma içine giriyor. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Çok önemli bir parasal maliyetinde altına giriyor. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Evet çok ağır bir yükte ülke olarak üstleniyoruz. İthalat yapmışız, insanlar hastalanıyor, ölüyorlar. Ne olacak yani? Ben yapmayacağım. E sen yap yapma yani ne engelliyorsun bunu?</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Siz kararınızı açıklamayacak mısınız?</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Açıklamak istemiyorum. Onun çünkü ağır bir sorumluluğu var. Elbette bir kararı alıyoruz. Ama o kararın sonucu nihayet benimle ilgilidir. Ama ben bir kanaat söylediğim zaman aaa işte Deniz Baykal’da böyle söylüyor falan diye… Belki ben yanlış yapıyorum. Benim yaptığım yanlışın bedelini niye başkası ödesin. Gerçekler ortada. Nedir gerçek? Dünya Sağlık Örgütü bunu yapın diyor. Türkiye’deki Tabipler Odası böyle söylüyor, sağlık otoriteleri böyle söylüyor. Ortada bir resmi politika var uygulanıyor. Ve insanlar ölüyor, ölmeye devam ediyor. Dün 15’te bıraktık. Bugün kim bilir ne oldu? </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Partiniz yöneticileriyle yapılan röportajlarda Sayın Başbakan ben olmayacağım diyorsa biz olmaya karar verebiliriz şeklinde bir açıklama yaptılar. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Evet yani bunu bir siyasi böyle mizah ve tartışma konusu haline dönüştürüyorlar ama bu şaka kaldıran bir konu değil. Ciddi bir konu ve ben gerçekten halkımıza, insanlara bu konuda bir yanlış yönlendirme yapmak istemiyorum. Bunu bir siyasi amaçla kullanmak istemiyorum. Yani herkes kendi kararını kendisi alsın. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Sayın Baykal, 10 Kasım tarihinde artık biz gazetecilerde ne diyeceğimizi şaşırdık ama Kürt açılımımı, demokratik açılım sürecimi, milli birlik projesi mi her neyse o…</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- En güzeli PKK açılımı. Çünkü sözkonusu olan bunun bir PKK açılımı olmasıdır. Yani gerçeğinde şuana kadar ortaya çıkan manzarada bunu göstermiştir. PKK’yla bu iş kotarılmak isteniyor.</span></b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Ben genel kabul gören Kürt açılımı ekseninde yorumlayım efendim. 10 Kasım tarihinin mecliste değiştirilmesi yönünde AKP’lilerle herhangi bir istişareniz oldu mu? Tarih konusu sabit mi şuanda?</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Öyle gözüküyor. AKP bu konuda kararı aldı. Hepimiz tepkilerimizi ifade ettik. Daha böyle bir özel günde herkesi derinden etkileyen böyle bir tartışmayı dayatmayın dedik. Ama öyle anlaşılıyor ki, ısrarlılar. Şuana kadar bir değişim işareti almadık. Grup yöneticisi arkadaşlarım sürekli bu konuları konuşuyorlar diğer gurup yöneticileriyle. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">10 Kasım’da yapılacak olan görüşmelerde siz bir konuşma yapmayı düşünüyor musunuz?</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Henüz bir karar almadım. Bu Salı günkü konuşmayı görmek istiyorum. Yani eğer Salı günüde meclisin önüne diğer ilişki kurulan kuruluşlarla yapılan temaslarda olduğu gibi hiçbir içeriği olmayan, bir anlamı olmayan, ne yapacağını ifade etmeyen, genel umumi sözlerden ibaret, kamuoyuna yönlendirmeye çalışan, iyi niyet beyanları, temenniler, amacımız şudur falan biçiminde konuşmadan ibaret bir değerlendirme yapılırsa buna katkı yapmamız gerekmez diye düşünüyorum. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Aslında oturumun kapalı olması halinde pakete ilişkin bir takım alt başlıkların sıralanabileceği, ancak oturumun açık olması nedeniyle hükümetin bundan kaçınabileceğine yönelik kimi yorumlar ve beklentiler sözkonusu. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Yani Türkiye’de böyle bir konuyu halktan gizleyerek götürmenin ne imkanı var, ne de bunun bir anlamı var. Yani yapılması gereken şey herkesin çok yakından ilgilendiği bir konu. Yani bu konuda bir çözüm varda o çözümü millet meclisinde konuşmadan yapacağız. Yani ne yapacaksınız? Yani af çıkaracaksan da af meclise gelecek. Yani bir çözüm getireceksen o çözümün yasal bir boyutu belki olacak. O meclise gelecek. Onun dışında bakanlar kurulu kararıyla bir şey yapacaksan bakanlar kurulu kararı çıkacak resmi gazetede ilan edecek. Yani insanları böyle fark ettirmeden, saklayarak bu konuyu çözmek mümkün mü? Dürüstlük, samimiyet en geçerli politika. Çok açık bir şekilde söyleyeceksiniz.</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Sizin bu sürece ilişkin yaptığınız temel eleştirilerden bir tanesi sizin cümlelerinizle okuyacak olursam kafalarında bir şey var ama telaffuz edemiyorlar. Herhalde bu Türkiye’nin iç dinamiklerinin ötesinden kaynaklanan bir taleple ilgili olabilir diyorsunuz. İç dinamikler dışında bir başka konuşmanızda da Sayın Başbakanın Amerika seyahati öncesinde paketi hızlandırmak amacıyla 10 Kasım tarihinde bu amaçla kullandığını, dolayısıyla mesai yapılması gerektiğini düşündüğünü ifade ediyorsunuz. Buradan bu iç dinamikler ötesinde diye kasttınız Amerika mı? Yani bu sürecin Amerika tarafından yönlendirildiği kanısında mısınız?</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Böyle bir resmi hükümet düzeyinde, devletler arası ilişki çerçevesi içinde bir bağlantıdan söz etmek elbette sözkonusu olamaz. Çünkü resmi tavırlar, açıklamalar ortadadır. Bu konuda atılan adımlar ortadadır. Amerika’nın da bizim PKK’yla işbirliğimiz konusunda ciddi katkıları, destekleri olmuştur. O nedenle tam tersini söyler duruma girmek geçerli bir yaklaşım değildir. Ama bu konuyu Türkiye’nin kendi başına ele alıp götürmekte olduğunu söylemek gerçeklerden kopmak anlamına gelir. Çok açık bir şekilde hepimiz çok iyi biliyoruz ki pek çok uluslararası platform arkasında yer yer bazen resmi hükümetlerinde oldu. Mesela Norveç hükümetinin yer aldığını biliyoruz. Norveç hükümeti finanse ediyor. Bu meşhur o David Philips raporu böyle finanse ediliyor. O ısrarla belli bir takvim etrafında toplantılar yapılıyor. Yurtdışında toplantı yapılıyor. Türkiye’de yapıldı daha yeni. Bu toplantılarda ele alınan düşünceler var. Bu düşüncelerin özünde PKK’yla müzakereyi öneren bir yaklaşım var. O nedenle ben başlangıçta PKK açılımı diye söyledim. Böyle bir uluslararası yönlendirme gayreti var. İçeride Türkiye’nin kendi iç dinamikleriyle terör örgütünü meşrulaştırmayı, onu sahiplenmeyi, onu bir anlamda geçmişinden arındırıp bir kahraman olarak Türkiye’de kucaklamayı Türk toplumuna kabul ettirmek mümkün değil. Yani bu hiçbir şekilde işlerliği olan bir olay değil. Ama hükümetin o doğrultuda çalışmakta olduğunu görüyorum. Ve bunun herhalde Türkiye’nin kendi iç şartlarının dışında bir takım uluslararası etkilerden kaynaklanıyor olabileceğini elbette düşünmek çok doğal geliyor. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Efendim şimdi sizin Mayıs ayında Cumhuriyet Halk Partisinin Kürt açılımı diye ifade edilen, kamuoyuna böyle yansıyan açıklamalarınız oldu. Bu açıklamalar ekseninde PKK’nın dağıldığı, dağdan indiği, bir daha teröre kalkışmayacağı ortaya çıkarsa elbette o zaman gerekli siyasi, insani ve hukuki adımlar atılır diyorsunuz. Süreç sizin tam arzu ettiğiniz gibi işlemiyor şu haliyle.</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Hiç.</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Yani PKK dağılmadı. Silahı bıraktığını da ifade etmedi. Ama bir açılım süreci başlatıldı. Açılım süreci Habur’dan…</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Biz başlatıyoruz. Yanlış o zaten. Yani benim o bahsettiğiniz değerlendirmemdeki temel mantık bu konuda bir açılımın, bir çözüm konusunda ciddi bir işbirliğinin temel koşulunun terörün bırakılması, silahlardan vazgeçilmesi, silahlı mücadele yönteminin kabul edilemez olduğunun inandırıcı bir biçimde ortaya konması. Ancak bu noktaya geldikten sonra açılımlar düşünülür, çözümler geliştirilebilir diyorum. Ve bu noktada elbette çok şey yapılabilir diyorum. Ama o noktada değiliz. O noktada olmadığımız halde o noktadaymışız gibi kabul ederek o yola girmek çok şaşkınca bir iş. Yani dünyada bu konuda çözüm arayan ülkelerin gerek İspanya, gerek İngiltere deneyimi bize çok açıkça göstermiştir ki hükümetler silahlı mücadeleyi inandırıcı, kesin, net bir şekilde açıkça da ifade ederek bırakmadan müzakere yoluna girmemişlerdir. Temas yoluna girmemişlerdir. Biz şimdi oraya geliyoruz. Daha bugün basında Kandil’den işte Öcalan’la eğer temas kurulmazsa…</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Biz yeniden silaha sarılırız. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Hükümet hiç şüphe yok diye bir açıklama var. Yani böyle müzakere olur mu? Yani silah tehdidi altında müzakere götürüyoruz. Terör tehdidi altında müzakere. Yanlış olan bu. İşin temeli bu. Ve bu müzakereyi kimin elinde silah varsa onunla götürüyoruz. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Sayın Baykal, şimdi öyle bir hükümetin durumuyla bir empati kurmaya çalışacak olursak hükümet bir açılım sürecine başladı. Ancak özellikle Habur’da yaşanan gösteriler sonrası bu sürece bir ara verilmesi ihtiyacı hasıl oldu ve şuanda bu ara dönemi yaşıyoruz. Ancak bir bisiklete binildi ve pedalda çevrilmek zorunda. Bir şeyler devrilecek aksi takdirde. Bu sürecin bu şekilde akamete uğraması sizi korkutmuyor mu efendim? Yani kanlı ve yeniden terör ortamının yaşanacağı bir Türkiye sizi korkutmuyor mu?</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Tabi korkutmaz olur mu? Elbette. Bakın şuanda bu yanlıştan dolayı Türkiye hangi büyük sıkıntıları yaşıyor, hangi bedelleri ödüyor, şuanda ödüyoruz. Toplum nasıl birbirinden kuşku duyar hale geldi, nasıl çatlamalar başladı. Nasıl toplumda ayrışmalar kendisini gösterdi. Yani ta öğrencilere kadar bu işler inmeye başladı. Çok tatsız bir manzara. Elbette. Niye buraya geliyoruz? Ha böyle geldik o zaman devam ediverelim. Terör tehdidi altında da müzakere edelim noktasına mı getirmek istiyorsunuz? Böyle bir şey olabilir mi? Bu kabul edilebilir mi? Bu yanlış. Yanlış o. O yanlışı göreceksiniz, o yanlıştan çıkacaksınız. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Fakat geriye, yani her şeyi geriye alma da çok ciddi bir risk içermiyor mu? Yani bir süreç var, önünüzde sizin kaygılarınız var. Ama geriye doğru sürecin sarılması da başka kaygıları beraberinde getirmeyecek mi?</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Geriye doğru sarılma diye bir şey sözkonusu olmaz. Niye olacak? Yanlışı yapmayacaksınız. Yapmakta olduğunuz yanlışı göreceksiniz yanlışı yapmayacaksınız. Ama iyi niyetle doğru çözüm istikametinde gayret göstereceksiniz. O konuda neler yapılabileceğiyle ilgili benim gene o dönemlerde ısrarla üstünde durduğum politikalar var, çözümler var. Yapılması gereken şeyler var. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"> </span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><span style="font-size: 10pt;">Bakın <b>buradaki temel nokta şu; elinde silah olduğu sürece PKK’yla müzakere yapılmaz. Efendim müzakere yapmıyoruz falan. Bunlarla aldatmacalara da gerek yok. İşin gerçeğini görelim. Dolaylıda yapılmaz. Elinde terör olduğu sürece, elinde silah olduğu sürece terör tehdidini devam ettirdiği sürece onlarla temas kurmazsınız halkla temas kurarsınız. Halka yönelirsiniz.</b> Halktaki kırgınlıkları, ayrıştırılmış olma duygusunu, onun altında yatan haklı olabilecek nedenleri yakalarsınız. Onları çözmeye yönelik politikalar uygularsınız. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"> </span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><span style="font-size: 10pt;">Şimdi yani bu çerçevede bakın bölgede yaşayan Kürt kökenli insanlarımızın ezici çoğunluğu PKK terör örgütüne destek verme noktasında değildir. Yani başından beri öyledir. PKK kepenk kapatmayı dayattığı zaman oradaki insanlar tedirgin olur, rahatsız olur. Ama çaresizdirler boyun eğerler. Ama gönülleri onlarla beraber değil. Oradaki insanlar bir milli ayrışma arayışı içinde değildir. Bir ayrı siyasi yapılanma arayışı içinde değildir. Şiddeti ve terörü bu amaçlar için kullanmayı kabul etmiş değildir. Ama ne oluyor? Biz şimdi bu sorunla ilgili, bu konuyla ilgili PKK’yı muhatap almaya başladığımız zaman o bölgede yaşayan insanlar haklı olarak demek ki bunlarmış bizim adımıza konuşulacak insanlar diye teslim olmaya başlıyorlar. Yavaş yavaş onların etrafında toparlanmaya başlıyorlar. <b>Bu açılım denilen politikanın, PKK’yı muhatap alan politikanın en büyük sakıncası bölgedeki PKK’ya mesafeli duran insanları çaresiz bırakmaktır, PKK’ya teslim etmektir. Bu süreç işlemeye başlamıştır. Vahim bir olay, yanlış bir iş.</b> </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Yani burada, yani reel politik üzerinden yani mevcut bir durum var, bir açılım süreci başladı. 34 kişi indi, bir ara verildi. Ama Mahmur’dan çok büyük bir Türkiye’ye dönüş olabileceği konuşuluyor. Bununla ilgilide somut bir takım açıklamalar yapılmamış olmakla beraber Sayın İçişleri Bakanı 100 – 150 civarında yine silahı bırakan PKK’lının teslim olabileceği yönünde açıklamalar yaptı vs. Reel politik üzerinden konuşursak yapıcı bir muhalefet söylemiyle siz hükümete var olan geriye doğru dönüşün kanlı bir senaryo olabileceği öngörüsünden siz hükümete ne önerirsiniz bu saatten sonra?</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">İşte söyledim. Bu açılımı bırakıp yeni bir yorum yapması ve PKK’yla teması kesmesi ve vatandaşına, bölgeye sahip çıkmasıdır. Öte yandan PKK’yı etkisizleştirecek, giderek zaten güçsüzleşmeye başladı, bir tecrit süreci işliyor. O süreci daha da geliştirecek uluslararası işbirliklerini geliştirmek, Irak’la, ABD’yle bir işbirliği, uzlaşma, temas arayışıyla bu konuyu çözme yaklaşımının yanlış olduğunu görmek, bölgeye sahip çıkmak, bölgenin insanlarına yönelik yapıcı, pozitif, önemli, büyük projeleri devreye koymak. Yani o bölgedeki işsizlik oranı zaten dünyanın ikinci en büyük işsizliği olan Türkiye ortalamasının çok üzerinde, olağanüstü yüksek bir işsizlik var ve bunu seyretmek mümkün mü? Yani <b>terörle mücadele etmek işsizlikle mücadele etmektir o bölgede ve o bölgedeki işsizlikle mücadele etmeye Türkiye’nin imkanları elverişlidir. Yani oradaki çatışma için harcadığınız kaynakların bir kısmını buraya ayırırsanız çok şey yapabilirsiniz.</b> </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Bir fon ayrıldığı söylenmişti. Bu yeniden yapılandırılması için. Henüz somut bir adım atılmadı. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Hiç ciddi bir şey yok. Yani daha GAP projesi 30 yıldır aşağı yukarı aynı noktada duruyor.</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Sayın Baykal siz Sayın Başbakana açılımla ilgili bu istişare sürecinde 89 raporunu yolladınız. O rapora sahip çıkıyor partiniz. Raporda Kürt kimliğinin kabul edilerek kendisine Kürt kökenliyim diyen yurttaşlara bu kişiliklerini hayatın her alanında istedikleri gibi özgürce belirtme hakkına sahip olmaları olanağı sağlanacaktır diyorsunuz. Hayatın her alanından kastınız nedir efendim? Örneğin eğitimi de içeriyor mu?</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Ne demek hayatı. O Kürt olduğunu, eğitimde de elbet bende Kürt’üm diyecek. Ama ana dil meselesinde orada çok açık hükümler var. Yani oraya kaydırmaya gayret ediyorsanız…</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Bu çerçevede ana dil yasağıyla ilgili her türlü yasal düzenleme yürürlükten kaldırılacak, yurttaşların ana dillerinde serbestçe konuşabilmeleri, yazabilmeleri, öğretebilmeleri, bu dillerde değişik kültür etkinliğinde bulunmaları güvence altına alınacaktır. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Tamam aynen böyle. Bunu söylemişiz. Onun kanun teklifini verdik. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Bunun başka başka ekonomik ve kültürel ve toplumsal başka alt başlıkları da var. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Yani bununla şuraya getirmek istiyorsanız açık konuşalım Rıdvan bey, ana dilde eğitim kapısını açıyor musun diyorsanız hayır açmıyorum. O raporda tek kelime yoktur o noktada. Ve o işin özüdür. İşte o Kürt kökenli insanları Türk toplumunun dışına itmek için planlanmış olan bir yöntemdir. O yöntemi uygulamaya koyduğunuz zaman ister üniversiteden başlayın, ister seçmelik ders diye başlayın. O yola girdiniz mi siz Kürt kökenli insanların artık bu bir parçası olduğumuz büyük Türkiye toplumunun bir unsur olmaktan onları çıkarmaya katkı veriyorsunuz demektir. O raporumuzda, 89 raporumuzda bu konunun tamamen bilincinde olarak, bu konularda çok duyarlı bir anlayış içinde tavır takınılmıştır. Kelime kelime inceleyenler bir açık aramışlardır, bulamamışlardır. O rapor herkesin ana dilini özgürce kullanma hakkına saygı gösterir. Bu olanağın tanınmasını öngörür. Ama bir eğitim dili olarak kullanılmasına kesinlikle göz yummaz. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">İzin vermez. Peki. Sevgili seyirciler gündemin rengi kısa bir aradan sonra devam edecek. Cumhuriyet Halk Partisi lideri Sayın Deniz Baykal’la irtica eylem planını, Cumhuriyet Halk Partisini ve erken seçimi konuşacağız. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"> </span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><span style="font-size: 10pt;">Sevgili seyirciler gündemin renginde şimdi iltica eylem planını Sayın Deniz Baykal’la konuşacağız ama birinci bölümde Kürt açılımıyla ilgili son bir sorum kaldı. Ben onu size arz etmek istiyorum. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"> </span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><span style="font-size: 10pt;">89 raporu reklam arasında da konuştuk oldukça tatmin edici bir rapor. Ancak Cumhuriyet Halk Partisinin oyları özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesinde bir türlü istenen noktalara varmıyor. Diyarbakır’da 1.92, Siirt’te 3.38, Hakkari’de 3.52. Cumhuriyet Halk Partisi Güneydoğu seçmenine neden ulaşamıyor? Neden kendisini anlatamıyor? </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Valla bu Cumhuriyet Halk Partisiyle ilgili olduğu kadar bölgeye hakim olan siyaset kültürüyle de ilgili bir konu. Yani orada siyaset iki temel eksende şekillenmeye başladı. Birisi ırk ve kimlik ekseninde, onu siyasetin temel malzemesi olarak kabul eden bir anlayış ön plana çıktı. Siyaset onun için yapılır hale geldi. Birde din ekseninde. Bizim bu iki eksenle de ilgimiz yok. Biz sosyal demokrat bir parti olarak doğru olduğuna inandığımız düşünceleri söylüyoruz ve bunlara dayalı politika götürüyoruz. Umut ediyoruz ki bölgenin şartları bu iki eksende siyaset yapmanın uygun olmadığını, geçerli olmadığını herkese gösterecektir, kanıtlayacaktır ve o bölgedeki insanlarda Türkiye’nin diğer bölgelerindeki insanlar gibi farklı bir şekilde siyaset yapma noktasına geleceklerdir. O zaman daha etkili işbirlikleri, diyaloglar geliştireceğiz. Yani biz Türkiye’nin ulusal bütünlüğü temelinde siyaset yapıyoruz. Ayrıştırma temelinde değil ya da bir temel unsur olarak din temelinde değil. Bunu bölgede biliyor, bizde biliyoruz. Biz bunlardan bakıyoruz deyince saygıyla karşılıyoruz. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">İlticayla mücadele eylem planı diye tabir edilen belgeyle ilgili olarak yaşanan gelişmeler sonrasında Sayın Başbakan zanlıların yargıya teslim edilmesi yönünde bir çağrı yaptı. Sizde bu çağrıyı eleştirdiniz. Ancak sonra ortaya çıktı ki özellikle Albay Dursun Çiçek’le ilgili olarak henüz daha bir tebligat yapılmamış savcılıktan. Neden Sayın Başbakan böyle bir çağrı yapma ihtiyacı sizce hissetti? Genel Kurmay Başbakanlığa bağlı bir makam değil mi efendim?</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Benim bahsettiğiniz eleştirim zaten bu. Yani önce zanlıları teslim edin dedikten sonra bir çağrı yapılmadığı ortaya çıkmış değil. Başbakan çağrı yapılmadığını bilerek zanlıları teslim edin diyor. Vahim bir manzara tabi. Hiç tartışma götürmez, izah edilmesi imkansız. Çok garip, kabul edilemez bir dağınıklık tablosuyla karşı karşıyayız. Hiçbir şekilde izah etmek mümkün değil. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Süreçle ilgili olarak siz ihbarcı konumunda olan subaya bir çağrı yaptınız. Dediniz ki ortaya çık, özellikle Cumhuriyet Halk Partisiyle ilgili suçlamalara yanıt ver. Biz de sizinle yargı önünde hesaplaşalım dediniz. Orada müstear adlarla yada rumuzlarla ifade edilen ki bir CHP’li olduğu ifade edilen isimler var. Bu isimlerle konuşma imkanınız oldu mu? İşte Cumhuriyet Halk Partililerin bu irticayla mücadele…</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Nerede ifade ediliyor müstear isimlerle?</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Taraf gazetesinde yer alan haber içerisinde yer aldı. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Yani mektubu konuşuyoruz değil mi? Gazete yayınları…</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Ek mektubu konuşuyoruz. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Mektubu konuşuyorsak mektupta öyle bir şey yok. Mektupta Cumhuriyet Halk Partisine yönelik bir suçlama var. Bu suçlama hiçbir şekilde kabul edilebilir değil ve o ihbar mektubunu yazan insanı aşan bir iş bu. Yani bu ihbar mektubu etrafında hangi amaçlara ulaşmak istedikleriyle ilgili ipuçları veren bir iş. Yani sen ne yapmaya çalışıyorsun. Eline bir belge geçti bu belgeyi mi resmi, yetkili makamlara sunuyorsun? Yoksa o belge etrafında bir siyasi kampanyamı açıyorsun? Bir siyasi suçlama kampanyası mı götürüyorsun? Yani onu götüreceksen çık ortaya açıkça götür. Hepimiz zaten siyasi tartışmaların içindeyiz. Sende söyleyeceğini söylersin, cevabını alırsın. Ama böyle gizli bir hukuki ihbar mekanizmasının bir parçası haline bunu getirmek. Bunun delili ne ortada? Yani neye dayanarak bunu söylüyorsun? Herkes böyle tek taraflı suçlamaları yapar. Bakın orada CNN’in programına kadar taşıdı adam suçlamasını. Var mı altında ciddi bir şey? Bir belgeye dayalı olarak mı söylüyor? Mühim değil söylerim, CNN’de, Rıdvan Akar’da bunu Genel Başkana sorar. Bu kendi başına yararlıdır diyor. Böyle bir sürece Türkiye’yi çekmeye çalışıyor. Bu bir iyi niyetli ülkenin hukuki düzenini sarsacak bir yanlışlıkla ilgili belge elde etmiş olan insanın sorumluluk duygusu içinde yetkili mercilere bunu aktarma çabasını aşan bir iş. Ortada büyük bir siyasi planlamanın olduğu, bir siyasi operasyonun yürütülmekte olduğu çok açık.</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Bir saptamanız var efendim. Diyorsunuz ki, ıslak imza tartışmasında diyorsunuz 4,5 ay bu şahıs, bu ihbarcı olan şahıs neden bekledi diyorsunuz ve bu 4,5 ayda bildiğiniz gibi bir gece yarısı baskınıyla bir kanun çıktı diyorsunuz. Sözünü ettiğiniz kanun bu TCK’nın 250. maddesi mi? Bu zaman dilimi içerisinde yani, bu bekleme döneminde bu kanunun çıkmasını mı bekledi sizce bu ihbarcı?</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Bu ihbarcı beklemedi. O ihbarcı, sen bir ihbarcı bu planlamayı yapıyor, bekliyor falan. Onu bekletenler bu kanunu çıkaranlar, hepsi ortak bir siyasi planlamanın içinde. Tablo bunu gösteriyor. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">TSK mensuplarının sivil yargıda yargılanmasına ilişkin eğer izleyicilerimiz için biraz daha açacak olursak yargılanmasına ilişkin işte darbe vs. cunta girişimlerinde bulunanların sivil yargı eliyle yargılanmasına ilişkin önce bir düzenleme yapıldı, ondan sonra ıslak imza diye ifade edilen belge ortaya çıkarıldı diyorsunuz. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Yani demiyorum olaylar böyle. Ortada önce fotokopi olduğu anlaşılan bir belge üzerinden bir çalışma yapıldı. Bir süre sonra onun fotokopi olduğu anlaşılınca hukuki bir değer taşımadığı tespit edildi ve tartışma bitti. Aradan 4,5 ay geçti. 4,5 ay boyunca o orijinal belgeye 12 Haziran’da ulaştığını söyleyen kişi, mektubunda öyle yazıyor. Saat 4,5’ta sabahleyin. 4,5 ay boyunca hiçbir şey söylemedi. Durdu. O arada ne oldu 4,5 ayda? 4,5 ayda bir kanun çıktı. Yargılama merciini yeniden tanzim eden bir kanun çıktı. Yani şimdi bu 4,5 ay beklemeyi bu olaydan bağımsız olarak değerlendirmek, olayın akışı göz önünde tutulursa mümkün değil. Sonra ikinci bir şey oldu. Önce eldeki belge fotokopi midir, orijinal midir tartışması yapılırken şimdi baktık orijinal olduğu söylenen bir belge sunuldu. İki; o belge aynı zamanda bir ihbar mektubuyla yorumlandı, yaygınlaştırıldı, yeni hedefler ortaya kondu. CHP’de işte o hedeflerden birisi olarak ortaya kondu. Ve ayrıca al size bir ek belge diye bir başka belge eklendi. Yani anlaşılıyor ki bir merkez var. Bu merkez bir siyasi planlamanın içindedir. Yani iyi niyetli tek başına bir kişinin bir belge aldığı ve vicdani kanaatle ya olmaz böyle bir şey, ben buna alet olamam, bunun örtbas ettirilmesine izin veremem. Bunu savcılığa intikal ettireceğim diye harekete geçmiş olduğunu düşünmek artık giderek güçleşiyor. Zaten o ihbarı yapan kişi postaya attığını söylüyor. Postayla bunu göndermiş. Türkiye’de bu kadar tarihi önemi olan orijinal bir belgeyi kim yani hangi, bu riski kim alır Allah aşkına, nedir bu? Yani canım bunlar işin usulü, sen belgenin esasına gel. Canım belgenin esasına gelelim, ne gerekiyorsa yapalım, yapın. Ama bu belgenin kendisi kadar önemli bir farklı organizasyonun, bir siyasi kampın, bir siyasi hesaplaşma karargahının, bir suçlama merkezinin…</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Adres neresi efendim?</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Bir suçlama merkezinin müthiş imkanları da kullanarak faaliyet halinde olduğunu bize gösteriyor. Ben bunu görüyorum. Şimdi bunu görmemezlikten gelmek…</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Efendim bir açıklamanız var. Diyorsunuz ki demokrasiye iktidar kaynaklı bir tehditte sözkonusu diyorsunuz. Sadece bir cunta ya da askeri darbe değil, demokrasiye… sözünü ettiğiniz o mihrak, yani o karargah iktidar eksenli bir karargah mı?</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Yani o konuda iktidarın himayesi içinde olduğuna hiç kuşku yok. İktidarın aldığı kararlarla bu faaliyeti götürme imkanını buluyor. Başka türlü mümkün değil. Yani iktidar aaa hayretler içinde bunlar nereden çıktı deme konumunda değil. Kanunu kim çıkarıyor? İktidar çıkarıyor. 4,5 kim bekliyor? Bu bekliyor. E bu karargahla bunun kopuk olduğunu düşünmek mümkün mü? Kaldı ki…</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Sizde bu tehdidin bir parçası mısınız efendim? Yani tehdide maruz kalanlardan birimisiniz? Örneğin siz telefonlarınızın dinlendiğini vs. böyle bir…</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Böyle bir algılamam yok. İşi şahsi görmüyorum. Hiç o işle meşgul değilim. 70 bin insanın telefonu dinleniyor. Bu yanlıştır. Telefon dinleme Başbakanın şahsına bağlı olarak kurulmuştur. Bir şantaj sistemi haline dönüştürülmüştür. Yığınla işte telefon kayıtları ortalığa dökülmüştür. Ergenekon davası kendi başına Türkiye’deki bir tartışmalı yargılama sürecidir. Türkiye’deki demokratik hukuk devleti anlayışını temelinden sarsan bir uygulamadır. Kapsamlı bir yıldırma operasyonudur ve bu yürütülmektedir. Sizin bir parçası olduğunuz grubunuza yönelik uygulama bunun bir parçasıdır. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"> </span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Son 3 dakikam kaldı çok kısa kısa birkaç sorum var onları size arz edebilir miyim? Eğer sizde aynı kısalıkta yanıt verecek olursanız. Bugün Sayın Ecevit’in ölümünün 3. yıldönümü. Ne söylemek istersiniz Sayın Ecevit’le ilgili olarak? Ve dediğim gibi kısa kısa rica edeceğim. Birkaç sorum daha var.</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"> </span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Tabi Ecevit çok kendine özgü bir insan. Çok değerli bir aydın, çok duyarlı, çok kültür, sanat, edebiyat, şiir, resim alanlarında gerçekten saygıdeğer birikimi olan bir önemli insan. Ve bu kimliğiyle de siyasete bir sorumluluk duygusu içinde girmiş 1957 yılında ve Cumhuriyet Halk Partisinin de 3. Genel Başkanı olarak önemli hizmetler yapmış bir insan. Kıbrıs Harekatında, daha sonraki pek çok konuda, işte ülkenin ulusal onurunu, saygınlığını, kimliğini ayakta tutmuş ahlaklı ve dürüst yaşamayı kişisel olarak, çevresindekiler için bir şey söylemek mümkün olmayabilir belki zaman zaman. Ama kendisi bakımından çok onurlu, çok ahlaklı, örnek, saygın bir siyaset adamı. Yani ben şahsen ve Cumhuriyet Halk Partisi Sayın Ecevit’le bir yol arkadaşlığı yaptık yaşamımızın önemli dönemlerinde. Bunu hep saygıyla, onurla ben yaşatıyorum gönlümde. Allah rahmet eylesin. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"> </span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Efendim bir başka sorum bu genetiği değiştirilmiş organizmalarla ilgili. Bir yönetmelikle hükümet farklı bir açılım sundu. Bu yönetmeliğin değiştirilmesi yönünde bunu meclise taşımayı düşünüyor musunuz?</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Elbette. Yani önce mahkemeye taşıyacağız. Bu konuyu da tabi meclise taşıyacağız. Çünkü yani tartışmanın artık göstermiştir ki bu GDO işini böyle bir yönetmeliğe taşıtmak mümkün değildir. GDO işi çok büyük bir iştir. Bunu böyle bir ayaküstü hazırlanmış bir yönetmelikle çözmek mümkün değildir. Türkiye’de uzun süre zaten bir biyo güvenlikle ilgili bir yasa ihtiyacı var idi. Onu çözmek için bir gayret gösterilirken şimdi buraya geçiyoruz. Yani isterseniz siz sorularınızı tekrar edin. Böylece programı değerlendirmiş oluruz. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"> </span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Efendim çok teşekkür ediyoruz. Şimdi kısa bir ara vereceğiz, kısa bir aradan sonra yine birlikte olacağız. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"> </span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><span style="font-size: 10pt;">Sevgili seyirciler gündemin renginde Cumhuriyet Halk Partisi lideri Deniz Baykal’a son sorumuzu soracağız. Efendim 2010 için bir erken seçim beklentiniz var mı? Öngörünüz nedir?</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Hayır bir erken seçim beklentim yok. Bazı çevreler böyle bir bekleyiş içinde gözüküyorlar. Ama öyle anlaşılıyor ki giderek iktidarın erken seçimi göze alma şansı kaybolmuş durumdadır. </span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"> </span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Açılım nedeniyle.</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b> </b></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Deniz BAYKAL- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Ekonomik kriz, işsizlik, sosyal sorunlar, yaşanan skandallar, bu GDO’sundan tutunuzda aşı meselesine kadar her alanda yaşanan tutarsızlıklar iktidarı artık bir seçimi göze alma noktasından hızla uzaklaştırmıştır.</span></span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"> </span></div> <div><span style="font-family:Verdana;font-size:85%;"><b><span style="font-size: 10pt;">Rıdvan AKAR- </span></b><span style="font-size: 10pt;">Sayın Baykal, gündemin rengine katıldığınız için çok teşekkür ediyorum. Sevgili seyirciler gündemin renginden bu haftalıkta bu kadar. Pazartesi günü gündemin rengi hayatın başka renkleriyle yine karşınızda olacak. Hoşçakalın. </span></span></div></span></p></span>yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-7374006093084691662009-10-29T17:54:00.000+02:002009-10-29T17:55:29.936+02:00TARİHTE HANGİ ORDU TEK BİR KURŞUN ATILMADAN BU KADAR YIPRANDI?<p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Akşam yazarı Serdar Akinan, ‘İrticayla Mücadele Eylem Planı’ belgesinin ıslak imzalı halinin ortaya çıktığı ve Genelkurmay’da görevli bir subayın ‘ihbar’ mektubu iddialarıyla ilgili bir yazı kaleme aldı.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Akinan yazısında, son yıllarda Cumhuriyet’e ve TSK’ya yapılan saldırıları da esas aldı ve ‘Bu plan tutmaz’ dedi.</span></p> <p class="MsoNormal"><strong><span style="font-size: 13pt;">İşte Serdar Akinan’ın “Amacınız Ne?” başlıklı yazısı:</span></strong></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">“Kirinden kararmış bir tuhaf resim ortada...</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Türkiye'de derin ve kalıcı ayrışmalara yol açan; bizi inşa eden tüm kavramları eğip büken, temel kurumları açıkça yıpratan bir kollektif var.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Bu kolektifin kendi içinde ve dışında ittifakları var: Son derece kirli ve karanlık olduklarını düşünüyorum.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Cumhuriyet'i iptal ediyorlar.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Amerikan planları hiç bu kadar konuşulur hale gelmemişti.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Halkımız öfke ve şaşkınlık içinde.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Belli çevreler bin yıllık ayarlarımızla şuursuzca oynuyorlar. </span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Aynı yerde hizalanma kaygısıyla 'Allah'a küfür edildiğinde' susan 'omurgalı' muhafazakar aydınlarımız bir köşede...</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Komplekslerini aşmak için bu topraklarda bizi bir arada tutan tüm değer ve kurumlara küfür etmeyi 'kimlik inşası' sayan 'liberal faşistler'i bir diğer köşede.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Bu ittifakın başından beri bir numaralı hedefi neresi oldu?</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Türk Silahlı Kuvvetleri...</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Türk Silahlı Kuvvetleri'ne bakalım.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Tarihte hangi ordu tek bir kurşun atılmadan bu kadar yıpranmıştır?</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Yakın tarihimizdeki sicillerine bakalım.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">28 Şubat... E-Muhtıra... Şimdi 'kağıt parçası'...</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Ne amaçlandığına değil sonuçlarına bakalım.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Her biri milattır ve dövünülen ne varsa temel gerekçesidir.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Gerçeği, sadece gerçeği konuşmalıyız.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Halkımız insanlığına ve hukuka; 'devlet' fikrine ne pahasına olursa olsun sahip çıkacaktır. Biliyoruz...</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Yeri gelmişken, safımı ilan edeyim.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Ergenekon'dan sonra böylesi bir eylem planını ancak geri zekalılar hazırlar.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">İhbarcı subayın (ki bir başka gerilim anında-aaa kuşa bakın-demek için onun da kimliğiyle ortaya çıkacağına eminim) hazırladığı ve postaya verdiği öne sürülen metnin; sunum, muhteva ve zamanlama açısından mükemmel bir mühendislik çalışması olduğuna inanıyorum.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Yalnız bu mükemmel kurguyu yapan ve ellerini çırparak ortada dolaşanlara bir çift lafım var.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Devrim mi istiyorsunuz? Olduğunu ve veya olacağını... Öncelikle 'beceriksiz ve faşist' ordunun ortadan kalkacağını,'Batı' normlarında bir demokrasinin kurulacağını bunun da hazirun tarafından yapılacağını mı düşünüyorsunuz?</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Bu cumhuriyeti mi yıkacaksınız?</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">'2.Cumhuriyet kuruldu' naraları mı atıyorsunuz?</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Sersemler!...</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Devrim ya vardır ya yoktur.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">'Devrimsi' devrimlerle ne olur?</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Uzağa gitmeyin. Rusya’da Yeltsin dönemini hatırlayın.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Doğu Bloku ülkelerine bakın...</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Ne oldu?</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">O 'devrimsi'lerden ne çıktı?</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Çok daha milliyetçi, çok daha otoriter yapılar.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">28 Şubat'tan sonra olan biteni sessiz ve yavaş bir devrim olarak okuyanlar...</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Türkiye'nin giderek demokratikleştiğini savunuyorsunuz.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Hayır, bu ülke fazlasıyla otoriter bir yapıya evrildi.</span></p> <p class="MsoNormal"><span style="font-size: 13pt;">Bu plan tutmaz. Tutmayacağına eminim.”</span></p>yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-82005916966106830922009-10-29T17:48:00.000+02:002009-10-29T17:49:39.635+02:00CUMHURİYET’İN TEMELİNDEKİ İKİ SORUNUN CEVABI<p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><strong><span style="font-size: 13pt;">Bugün…</span></strong></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><strong></strong><span style="font-size: 13pt;">Biz, bu ülkenin yurtseverleri bugün Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş yıldönümünü, en büyük bayramımızı buruk kutluyoruz. Türkiye siyasal dinamikleri ve iç dinamikleriyle kuşatılmış bir görüntü sergiliyor. Ülkenin siyasal dinamikleri; cumhurbaşkanlığı makamı, yasama ve yürütme erkleri laik cumhuriyeti savunmak konusunda hiç güven vermiyorlar. Toplum giderek ulus kimliğinden uzaklaştırılarak ümmetleşmeye sürükleniyor, alabildiğine dinselleştiriliyor, muhafazakârlaştırılıyor. Aklın, bilginin yerini hurafeler alıyor, kahve ağzı söylemler ve eğitimsiz kadınların kabul günü üslupları yaygınlaşıyor. İnsan kumaşı çürüdükçe çürüyor.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size: 13pt;">İç dinamikler de olumlu sinyaller vermiyor. Ordu, yargı, üniversiteler ve aydınlar -genel anlamda- pek de iyi bir sınavdan geçmiyorlar.…Ordunun yüksek komuta konseyi,<span> </span>bu Hükümet’le son derece olumlu ilişkiler içinde bulunuyor. Ancak unutmamak gerekir, yüksek komuta kademeleri bütün bir Türk ordusu demek değildir… Üniversitelerde; YÖK yönetimi, Üniversitelerarası Kurul ve Rektörlükler muhafazakâr kadrolarca dolduruluyor. Burada da aynı şeyi yinelemek gerekiyor. Bunlar da üniversitelerin bütünü anlamına gelmiyor… Yüksek yargı organlarının da durumu pek parlak sayılmaz. Laiklik karşıtı eylemlerin odağı durumuna geldiğini onayladıkları bir siyasal partiye yalnızca para cezası vermekle yetiniyorlar. Ne var ki bu kurumlar da Türkiye’nin bütün hukukçularını temsil etmiyorlar… İç dinamiklerin bir başka çok önemli bölümünü oluşturan, ‘demokratik Türkiye aydını’nın durumu ise tek kelimeyle, ‘felaket’. Molla demokratlara yanaşıp ikbal bekliyorlar, AB fonlarından nemalanıyorlar, sermayenin kucağından kalkmıyorlar, Batılı efendilerin ve feodalitenin hizmetkârlığını yapan eli kanlı terör örgütüne kol kanat geriyorlar, ondan sonra da ilerici,<span> </span>hatta bir bölümü ‘solcu’ olduklarını iddia edebiliyorlar. Ne var ki ülke aydını da bunlarla sınırlı değil; bu ülkeyi, ülke bütünlüğünü, ulus kimliğini, laik cumhuriyeti savunabilmek için ağır bedeller ödeyen gerçek aydınların –henüz- tükenmediği açıkça görülüyor.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size: 13pt;">Ayrıca ülkenin öylesine güçlü bir potansiyeli, tarihsel birikiminden kaynaklanan öyle bir direniş bilinci var ki -her şeye karşın- kendini savunabiliyor. On yıllardır dış dinamiklerin desteğiyle mücadele sürdüren ayrılıkçı hareket, ABD’nin güç yitirme süreciyle birlikte tasfiye dönemini yaşıyor. Dün okyanus ötesi efendinin talimatıyla dağa çıkanlar, yine onun buyruğuyla düze inmeye hazırlanıyorlar ve Türkiye karşısında eğiliyorlar… Yani bütün olumsuzluklara karşın, yaşanan dönemsel gerçek/konjonktür Türkiye’ye çok önemli olanaklar sunuyor, sorunların çözüm önerilerini kendi bünyesinde barındırıyor.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size: 13pt;">Bu koşullarda kutladığımız en büyük bayramımıza ilişkin iki önemli konuyu bugün tartışmakta yarar var. Bunlar iki soru aslında. Soruların ilki, ‘Atatürk neden demokratik cumhuriyeti kurmadı?’ Bu soruyu daha çok Türkiye liberalleri soruyor… İkincisi ise ‘O dönemde niçin sosyalizme geçilmedi?’ Bu soru da zaman zaman soruluyor.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><strong><span style="font-size: 13pt;">Dünyanın en demokratik ülkesi: Türkiye Cumhuriyeti </span></strong></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size: 13pt;">İlk sorunun tek cümleyle yanıtı şu: 1920’lerin ve 1930’ların Türkiyesi dünyanın en demokratik cumhuriyetiydi. Aksini kimse aklının köşesinden bile geçirmemelidir. Daha önceki yazılarımdaki bilgileri ve düşüncelerimin bir bölümünü burada -zorunlu olarak- yinelemek durumundayım. Bir cumhuriyet öncelikle bölünmez bir vatan üzerinde ve ümmet düzeyini aşmış, ulus aşamasına ulaşmış bir toplum tarafından oluşturulur. Burada bölünmez bir vatan dendiğinde, önemli bir tartışma konusuna değinmek gerekiyor. Kemal Paşa, Kurtuluş Savaşı döneminde Kürt etnik topluluğunun da mücadelede yerini alması için, ortak bir devlet yapısından, federasyon düşüncesinden söz etmiştir, bu doğru. Ne var ki devletin kurulmasının, cumhuriyetin ilanından bir süre sonra, 1925’te İngiliz kışkırtmasıyla şeriatçı-ayrılıkçı ortaklığı çok büyük çaplı. Şeyh Sait isyanı yaşanmıştı. Lozan Görüşmeleri’nin ilk bölümü Musul’un hangi ülke sınırları içinde kalacağı konusu aydınlığa kavuşmadığı için yarıda kalmıştı. Musul’un Misak-ı Milli sınırları içinde olmasına karşın, çok genç cumhuriyetin bu sorunu çözümleyememesi nedensiz değildi. Koskoca bir dünya savaşının iki temel nedeni vardı. İlki emperyalistler arasındaki pazar paylaşım kavgası, diğeri ise Osmanlı’nın petrol bölgelerinin ele geçirilmesiydi. Türkiye o dönemde herhangi bir biçimde güneye bir askeri harekât düzenleseydi, bütün Batılı galip devletleri karşısında bulacaktı. Tarihimiz cumhuriyetin başlangıç döneminde tam yirmi sekiz irili ufaklı<span> </span>Kürt<span> </span>başkaldırısına tanık olmuştu. Bunların<span> </span>büyük çogunluğunda<span> </span>emperyalizmin parmağı vardı. Aslında Türkiye’ye yollanan ileti açıktı. “Siz Kerkük-Musul’da haklarınızı aramaya kalkışırsanız, Sivas’ın doğusu tehlikeye girer” denmekteydi. Hiçbir devlet ve ulus parçalanmak için inşa edilemezdi. Bölge insanları bu süreçte -ne yazık ki- kötü bir sınav vermiş, pek çok kez emperyalizmin oyununa gelmişlerdi. Esasen Güneydoğu feodal yapısı ve dış dinamiklerin kirli emelleri nedeniyle çok kritik bir coğrafyaydı ve emperyalizmin hedef tahtasındaydı. Durum böyleyken federatif ya da konfederatif bir yönetim biçimi parçalanmayı kaçınılmaz hâle getirebilirdi. Örneğin II.Dünya Savaşı sonrası onurlu bir anti-faşist direniş sonucu kurulan Yugoslavya, zorunlu nedenlerden dolayı federal bir cumhuriyet olarak inşa edilmişti. Atatürk gibi bir başka büyük önder olan Tito’nun yönetiminde ve sosyalizmin barışçı şemsiyesi altında kırk beş yılı aşkın bir süre barış ve esenlik içinde yaşayan bu güzel ülke, Berlin Duvarı’nın yıkılışı sonrasında bütünlüğünü koruyamamış, emperyalizmin karanlık tezgâhlarıyla parçalanıp yitmişti. Oysa Türkiye, kararlı olduğu dönemde, 1991-1999 yılları arasında ayrılıkçı hareketi hemen hemen sonlandırmıştı. Sonra tekrar yapay biçimde<span> </span>yükselen ayrılıkçı terör hareketi, -yukarıda belirttiğin üzere- yeniden bitme noktasına hızla ilerliyor. Özetlemek gerekirse, üniter yapısı -bir anlamda- Türkiye’nin emniyet subapı olmuştu. </span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size: 13pt;">Ulusun inşası konusunda cumhuriyet yönetimin tavrı son derece açıktır. Fransız sosyologu Renan’dan esinlenen Atatürk’ün ulus anlayışı, döneminin en uygar ve en insancıl ulus anlayışıdır. Yurt ve kültür temelli bir anlayıştır bu. Yaratılmaya çalışılan, hem Asya’dan gelen Türk kimliğini ve kültürünü sahiplenen hem de Anadolu’nun geçmiş bütün kültür ve uygarlıklarını kucaklayan bir ulus ve ulusalcılıktır. Bunun böyle olması son derece doğaldır. Dönemin Türkiyesi ‘Yurtta barış, dünyada barış’ ilkesini benimseyen, benimsemek zorunda olan bir ülkedir. Güvenliğini sağlayabilmek için barışa ihtiyacı vardır. Gerçek yüzünü çok iyi tanıdığı Batı emperyalizmine direnebilmek için 1934’te Yunanistan ve Yugoslavya ile Balkan Antantı’nı; 1937‘de ise İran, Irak ve Afganistan’la Sadabat Paktı’nı kurmuştur. Sosyalist Sovyetler Birliği, yine Batı’ya karşı en güvenilir müttefiki durumundadır o yıllarda. Öznel koşulları ve genel politikaları bu olan bir ülkenin ulus anlayışı da insan sevgisine dayalı olacaktı elbette. Aynı dönemde ileri teknoloji ürünü endüstriyel üretimlerine hammadde deposu ve pazar bulamayan, bu nedenle çok büyük bir ekonomik tıkanmayı yaşayan Almanya ve İtalya, bu bunalımlarını aşabilmek için bütün dünyaya saldırma hazırlıkları içindeydiler. Ulus birliklerini İngiliz, Fransızlardan sonra kurup, emperyal yarışta geri kalmalarının bedelini bütün dünyaya ödetmek konusunda kesin kararlıydılar. Dolayısıyla saldırgan ekonomik talepleri, ulus anlayışlarını belirlemekteydi. Chamberlain ve Gobineau’nun köken temelli ırkçı milliyetçiliğini benimsemişlerdi. Kendi ırkları en üstün insanlardan oluşuyordu, ‘ötekiler’ ise ezilmesi gereken ikinci-üçüncü sınıf insan topluluklarıydı. İşte 1920 ve 1930’ların Türkiyesi ile faşist İtalya’nın ve Nazi Almanyası’nın ulus anlayışları buydu. Uygar ve muhafazakâr-liberal İngiltere ve Fransa ise İspanya iç savaşında dünyanın en önde gelen canilerinden faşist Franko’yu ve kralcıları desteklerken, cumhuriyetçilerin ve sosyalistlerin katledilmelerine katkı sağlıyorlardı. Aynı marifetlerini Portekiz’de de göstermiş, su katılmamış bir faşist olan Salazar’a destek vermekten geri durmamışlardı. Onların ulus ve demokrasi anlayışları da buydu işte. Almanya ve İtalya ile İngiltere ve Fransa arasındaki fark, pazar sahibi olup olmamaktan ibaretti. Yani -aslında- kapitalizm ile faşizm arasındaki ayrım çizgisi, tarihin kavşak noktalarında kıl kadar incelebiliyordu. Zaten İngiltere Başbakanı Churchill, İtalya’nın yaşadığı ekonomik sıkıntıyı İngiltere’nin de hissetmesi durumunda aynı gelişmelerin ülkesinde de gerçekleşebileceğini dile getirmişti.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size: 13pt;">Cumhuriyet yönetimi cumhuriyet değerlerini harekete geçirebilmek için çok zorlu bir mücadele vermişti. Ahmet Taner Kışlalı’nın tanımlamasıyla CHP’nin altı okunun üçü Fransız Devrimi’nin kazanımlarını simgelemektedir. Bunlar cumhuriyetçilik, laiklik ve yayılmacı amaçlar taşımayan bir milliyetçiliktir… Cumhuriyet oku –gerçekte- devrimin bütün ilkelerini sahiplenmektedir. İnanç temeline dayalı, dinsel bir tarım toplumunda bir monarkın kulu olan insan yığınlarından, Cumhuriyet Aydınlanması değerlerini benimsemiş özgür ve onurlu yurttaşlara; düşünen, sorgulayan birey insanlara ulaşmak temel amaçtı. Bu insan topluluğundan meydana gelen ulusun inşası cumhuriyetin en öncelikli beklentisiydi… Laiklik ise Batı’nın yüzyıllar süren zorlu ve kanlı mücadelesi sonunda Katolik Kilisesi’nden, feodal aristokratlardan ve sonra da saray aristokrasisinden söke söke aldığı bir haktı. Dinin bütünüyle siyasal alandan çekilmesi ve sosyal gelişmeyi engelleyen bir unsur olarak etkisizleştirilmesi anlamına gelen laiklik, Türkiye’de çeşitli yasaların çıkarılmasıyla hayata aktarılmıştır. Cumhuriyetin İlanı’ndan da önce 1922‘de saltanatın kaldırılması, 1924‘te hilafetin tasfiyesi ve Tevhid-i Tedrisat Kanunu’nun (Öğretim Birliği Yasası) çıkarılması, 1925‘te ise tekke ve zaviyelerin kapatılması bu yasal düzenlemelerin en önemlileridir. Şimdilerde, laiklikle sorunu olanlar, laikliğin din ve vicdan özgürlüğü olduğunu, Fransa’daki katı laiklik anlayışına karşı İngiltere’nin hoşgörülü sekülarizminin benimsenmesi gerektiği öne sürüyorlar. Kimse şunu aklından çıkarmamalıdır. İngitere’de de Fransa ve Kıta Avrupası’nda da teokratik devlet özlemi içinde bulunanların iktidara yürümeleri -asla- mümkün değildir. Herhangi bir kavramın ortaya çıkmasından önce o kavramı yaratan tarihsel sürecin bilinmesi gerekiyor. Avrupa tarihi birazcık dikkatle incelenirse laikliğin hangi çok zorlu ve kanlı süreçler sonrasında ortaya çıktığı görülür. Bugünkü hoşgörünün temelinde, sistemin -artık- olağanüstü güçlü, karşıtların ise çok zayıf olmaları yatmaktadır. Aslında Türkiye’de sorun, bunu savunanların bilgi eksikliğinden ziyade, gerçekleri kendi istedikleri yönde çarpıtmalarından çıkıyor… Türkiye’de ulusun ve ulusalcılığın oluşumunda yukarıda belirttiğim ilkeler temel alınmıştı. Bu arada gündeme yeniden taşınan bir tartışmaya değineceğim. Türklük ve Türkiyelilik kavramları üzerinde duruluyor şu sıralar. Atatürk’ün ulusalcılık anlayışında Türk adı bir etnik grubun adı olarak değil, pek çok etnik topluluğun yaşadığı bir ülkede bütün bu unsurları kucaklayacak bir üst kimliğin adı olarak değer kazanmıştı. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’nde bu ülkeye yurttaşlık bağı ile bağlanan herkesin Türk yurttaşı olduğu gerçeği kabullenilmişti. Bu arada etnik alt kimlikleriyle insanların kendilerini tanımlamarı –ayrılık istekleri gündeme gelmedikçe- pek fazla sorun yaratmamıştı. Bununla birlikte ülkede Türkçe konuşan çok büyük bir etnik topluluk da mevcuttu. Alt kimliklerin bu topluluğun adıyla değil de yaşadıkları coğrafyanın; Anadolu’nun ya da Türkiye’nin adıyla anılmaları –aslında- çok da büyük sorunlar yaratmayabilirdi. Sorun Türkiye’nin Batı tarafından parçalanmak üzere -yadsınamayacak biçimde- hedef tahtasına yatırılmasının iyice afişe olmasından kaynaklanmaktaydı. Asla şoven ve emperyal amaçlar taşımayan bir yurt sevgisine sahip olan herkesin büyük tedirginlik duyduğu bir dönemde bu sorunun serinkanlılıkla tartışılması -hayli- güçtü. Hele bir Fransız’ın Fransa’ya, bir Alman’ın Almanya’ya, İngiliz’in İngiltere’ye bağlı olduğu kadar kendi ülkesine bağlı, ülke bütünlüğüne saygılı insanların acımasızca şoven, hatta faşist olarak tanımlanabildikleri bir ortamda bu tartışmayı sürdürmek -neredeyse-olanaksızdı. Ancak sorun bir adlandırma sorununa indirgenecek kadar basit de değildi. Ulusu parçalayıp, ümmet düzeyine indirebilmek için elinden geleni yapanların giderek güçlendiği bir ülkede yurtseverlerin duyarlıklarının da anlayışla karşılanması gerekiyor aslında… Son olarak yerel -etnik- cemaat hukuku anlayışlarına karşı evrensel ve uygar bir hukuk düzeni ile o hukukun yasama ve yürütmenin üzerinde olması, yani hukukun üstünlüğü ilkesi de bir başka temel cumhuriyet değeriydi.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size: 13pt;">Geçen yazılarımda da belirttiğim üzere, bunlar cumhuriyetin altyapısını oluşturmaktadır. Bu değerlerin herhangi biriyle kavgalı olan insanın demokrat olması -esasen- mümkün değildir. O nedenle cumhuriyet değerlerinin tam anlamıyla kök salmadığı, bunun yanı sıra ekonomik gelişmenin sağlanmadığı bir ülkede<span> </span>demokrasinin ve onun ülküleri olan eşitlik, özgürlük, kardeşliğin tesisi mümkün değildir. Cumhuriyet yöneticileri cumhuriyet değerlerini gergef gergef işlerlerken aynı zamanda demokrasinin alt yapısını hazırlamaktaydılar. Bu arada -her şeye karşın- 1925 ve 1930‘da iki kez çok partili düzene geçiş deneyleri yaşanmış, ancak her ikisinde de şeriatçıların bu partileri ele geçirmeye başlaması üzerine, bu tasarım ertelenmek zorunda kalmıştı. Çünkü demokrasinin olanaklarından yararlanarak cumhuriyeti yıkmak isteyenlere izin verilemez.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size: 13pt;">Israrla ve altını çizerek bir kez daha belirtiyorum, o yılların Türkiyesi dünyanın en demokratik ülkesi, inşa etmekte olduğu ulusu ise en insancıl ve en çağdaş ulusuydu. Bunu kanıtlayan bir de örnek vermek istiyorum. Almanya’da Yahudi soykırımı başladığında ülkeyi terk eden Yahudi bilim insanlarının büyük çoğunluğu Amerika’ya giderlerken, 190 tanesi de -bir başka ülkeye değil- Türkiye’ye gelmiş, uzun yıllar üniversitelerimizde değerli hizmetler vermişlerdi.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><strong><span style="font-size: 13pt;">Sosyalizm ve Türkiye<span> </span></span></strong></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size: 13pt;">Yine Ahmet Taner Kışlalı’ya göre CHP’nin diğer üç oku ise Sovyetler birliği Ekim Devrimi’nin izlerini taşımaktadır. Bunlar devrimcilik, halkçılık ve devletçiliktir. Atatürk Dönemi’ni en genel biçimiyle iki başlık hâlinde değerlendirebiliriz. 1923’teki I.İzmir İktisat Kongresi’nden 1930’daki II.İzmir İktisat Kongresi’ne kadar uzanan zaman dilimi -genel anlamda- Atatürk’ün liberal düşüncelerinin uygulama dönemidir. Bu zaman diliminde Batı tipi bir burjuvazi yaratılarak, onun atılımcı ve yaratıcı karakterinden yararlanmak amaçlanmıştır. Ancak daha başlangıçtan, XIX. yüzyılın ortalarından itibaren komprador özellikler taşıyan, cılız Türkiye ticaret burjuvazisi ile bu işlerin olmayacağı, kalkınmanın gerçekleşmeyeceği görülmüştür.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size: 13pt;">1929-1930 yılları Türkiye’de önemli bir dönüm noktasıdır. 1929 Dünya İktisadi Bunalımı, kapitalizm için tarihin en büyük yıkımı olmuş, dünya, insanlık tarihinin en kanlı hesaplaşması hazırlığına girişmiştir. Aynı yıl, Türkiye’nin Kurtuluş Savaşı’nın zor günlerinde İngilizlerle yapmak zorunda kaldığı gümrük duvarları indirimi anlaşmasının sona erdiği zaman dilimidir. Hem Batı’nın Türkiye’yle uğraşacak hâlinin kalmaması hem gümrük duvarlarının yükseltilmesi hem de geçen yedi-sekiz yıllık sürede belli bir sermaye birikiminin sağlanmış olması Türkiye’ye geniş olanaklar sunmuştur. Dönemin yöneticileri bir imparatorluğun çöküşü ve bir dünya savaşı ateşlerinde edindikleri bilgileriyle iki noktayı çok iyi öğrenmişlerdi. Birincisi ödeyemeyecekleri ölçüde borç ve kredi almayacaklardı, ikincisi sanayileşerek, yani fabrikayı kurarak kalkınacaklardı. 1930 II.İzmir İktisat Kongresi sonrası politikaları tipik bir üçüncü dünya solu politikalarıdır. Arka arkaya gübre, şeker, çimento, dokuma ve en önemlisi demir-çelik fabrikaları kurularak ileri teknoloji üretiminin bir adım ötesine yaklaşmışlardı. Burada Wallerstein, Balibar gibi Batılı siyasetbilimciler, Batı’nın Türkiye’nin ikincil endüstriler kurmasına kendisinin izin verdiğini, uluslararası ekonomik işbirliğinin bunu gerektirdiğini, her şeyin Batı’nın gözetiminde gerçekleştiğini öne sürüyor ve düpedüz yalan söylüyorlar. Yaptıkları bütün bu gelişmelerin kendi inisiyatifleri doğrultusunda gerçekleştiği yalanını söylemekten, -amiyane tabirle- kuyruğu dik tutmaya çalışmaktan başka bir şey değildir. Bu konuya daha sonra değiniriz… İşte bu koşullarda Atatürk’ün II.İzmir Kongresi sonrası Sovyetler Birliği'ni örnek alarak gerçekleştirdiği kamucu-devletçi kalkınma anlayışından yola çıkarak, neden sosyalizme geçilmediği sorusu yöneltiliyor. </span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size: 13pt;">Önce şunu belirtelim, ucuz hammadde deposu ve pazar konumundan kurtulmak amacıyla uygulanan politikalar -adı konmasa da- tipik sol politikalardır, ancak sosyalizme geçişin somut koşulları yoktur. Batı ülkelerindeki öncelikle, emek-sermaye çelişkisinin yerini çevre ülkelerde ‘zalim milletler-mazlum milletler’ çatışmasının aldığının farkına varmışlardır. Ama yeterli sanayileşme olmadığı için burjuvazinin de işçi sınıfının da bulunmadığı bir ülkede sosyalizm nasıl kurulacaktır?... Şimdi, ‘Dünyanın hangi gelişmiş endüstriyel toplumunda, somut koşulların olgunlaştığı yerde sosyalist devrim gerçekleşti ki?’ sorularını duyar gibi oluyorum… Son derece doğru, dünyanın bütün coğrafyalarında sosyalist devrimler az gelişmiş ülkelerde gerçekleşmişti. Ancak bütün bu ülkelerde dönemsel özel koşullar, yani konjonktür belirleyici olmuştu. 1920’lerin, 1930’ların dünyasında Türkiye’de iç ve dış koşullar<span> </span>böylesi bir devrim için hiç uygun değildi. Pek çok şeyi başarabilen genç cumhuriyet, en güçlü toplumsal katman olan feodaliteyi alt edememiş, toprak reformunu yaparak ayrılıkçı hareketin kökünü bile kazıyamamıştı. Ayrıca böyle bir devrim için dış destek kaçınılmaz biçimde gerekliydi ve o destek de yalnızca Sovyetler Birliği’nden gelebilirdi. Oysa Sovyetler Birliği o dönemde devasa sorunlarla boğuşmaktaydı. Sanayileşmenin ve kolektif üretime geçmenin çok büyük sıkıntılarını yaşamakta, aynı zamanda tek ülkede sosyalizmi sürdürebilmek gibi bir mucizeyi gerçekleştirmeye çabalamaktaydı.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size: 13pt;">Peki, bu olumsuz somut ve öznel koşulların dışında, Atatürk sosyalist miydi? Kendisinin hayatının önemli bir döneminde liberal düşüncelere sahip olduğunu biliyoruz. Kurtuluş Savaşı yıllarında ise Sovyetler Birliği ile dostluk ilişkilerinin geliştiği dönemde materyalist düşünceyi benimsediği de söylenebilir. Belirttiğim üzere, 1930 sonrası politikalarının tam anlamıyla 3. dünya<span> </span>solu uygulamaları olduğunu belirtmek gerekir. Ancak Atatürk’ün son gözlemde sosyalist olarak tanımlanması mümkün değildir. Kendisi XX. yüzyılın en büyük önderlerinden biridir ve -hiç kuşkusuz- en büyük ‘milli demokratik devrimci’dir.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><span style="font-size: 13pt;">Evet, bu iki önemli soruyu bu biçimde yanıtlamak mümkün… Her şeye karşın kutlu olsun en büyük bayramımız; hiç kimsenin kuşkusu olmasın cumhuriyet bayrağı yere düşmeyecektir. </span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><strong><span style="font-size: 13pt;">Dr. Vakur Kayador</span></strong></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; line-height: normal;"><strong><span style="font-size: 13pt;">kaynak: Odatv</span></strong></p>yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-50182420378807052982009-10-27T21:32:00.002+02:002009-10-27T21:49:55.067+02:00GEZMİŞ CHP' YE KATILDI...<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhzbrDeYkKXCqyXkfGokCbAxq7HQ1Qx7P9MGhVvGjRJs64zfS2YKQfOlCr09zvdP0qdRgXmoNdzeAay8jAQMrrYImQOUbKBrpV_CFYAq0dsU9nccGbYIgB3a2CSbtJjgZS8cXDDz_VjQb3_/s1600-h/10428_308486145300_76599755300_9282711_6423552_n.jpg"><img style="margin: 0pt 10px 10px 0pt; float: left; cursor: pointer; width: 238px; height: 320px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEhzbrDeYkKXCqyXkfGokCbAxq7HQ1Qx7P9MGhVvGjRJs64zfS2YKQfOlCr09zvdP0qdRgXmoNdzeAay8jAQMrrYImQOUbKBrpV_CFYAq0dsU9nccGbYIgB3a2CSbtJjgZS8cXDDz_VjQb3_/s320/10428_308486145300_76599755300_9282711_6423552_n.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5397369393308946002" border="0" /></a><br />68 kuşağının gençlik önderlerinden Deniz Gezmiş’in ağabeyi Bora Gezmiş, dün CHP'ye katıldı. CHP İstanbul İl Başkanı Gürsel Tekin, avukat ve yazar Eşber Yağmurdereli'nin de CHP’ye katılacağı yönündeki haberleri doğruladı.<br /><br /><br /><strong>Deniz Gezmiş</strong>’in ağabeyi <strong>Bora Gezmiş</strong>, dün CHP İstanbul İl Başkanlığı’nda üyelik formunu doldurarak CHP’ye üye oldu. Gezmiş’e, CHP Parti Meclisi üyesi <strong>Berhan Şimşek </strong>eşlik etti. Bora Gezmiş, Deniz Baykal’ın Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idam edilişlerinin 36. yıldönümü olan 6 Mayıs 2008’de yaptığı konuşmaya işaret ederek <strong>“Terör örgütü PKK’nin teslim olan üyelerinin Diyarbakır’da karşılanması sırasında yaşananlar bardağı taşıran son damla oldu. Sorumluluk almak, mücadele etmek gerekir. Anavatan Partisi’nde görev almama karşın sosyal demokrat çizgimizi kaybetmedik. Bugünler birlik beraberlik günleri. Bu gidişe ‘dur’ demek için beraber olmak gerekir” diye konuştu. Gezmiş’in üyeliğini, parti için onur verici bir katılım olarak değerlendiren CHP İstanbul İl Başkanı Tekin, CHP lideri Baykal’ın 6 Mayıs 2008 konuşmasını “tarihi bir konuşma” </strong>olarak değerlendirdi.<br /><br /><strong>‘Oylar düştü, askıya aldı’</strong><br /><br />Şimşek, AKP’nin oy oranının demokratik açılım projesinin ve PKK’lilerin karşılanmasının ardından yüzde 16’ya düştüğüne, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da anketlerdeki düşüşü görmesinin ardından süreci askıya almaya çalıştığını söyledi.<br /><br />KAYNAK: CUMHURİYETyapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-64098667547245940412009-10-26T19:49:00.003+02:002009-10-27T21:57:02.106+02:00"irticayla mücadele eylem planı" ONLARA GÖRE BİZ NE KADAR APTALIZ?<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj8Cv8_v1JsEIJugwz1EnbaHBEf6MFmizDX_v3eWBnDRmG5cyFyXajL0IG5s2dJ_qZYJ4uvbSr8mQmL7KxTwRV-DsImE0h9TyAis_SCrvemY5cg9cb4C8V6-HzmwtB-oJn-u-Lh45OYYhWq/s1600-h/showImage.php.jpg"><img style="margin: 0pt 0pt 10px 10px; float: right; cursor: pointer; width: 320px; height: 274px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEj8Cv8_v1JsEIJugwz1EnbaHBEf6MFmizDX_v3eWBnDRmG5cyFyXajL0IG5s2dJ_qZYJ4uvbSr8mQmL7KxTwRV-DsImE0h9TyAis_SCrvemY5cg9cb4C8V6-HzmwtB-oJn-u-Lh45OYYhWq/s320/showImage.php.jpg" alt="" id="BLOGGER_PHOTO_ID_5397371054690384738" border="0" /></a><br /><strong>İrticayla Mücadele Planı adını taşıyan belgenin, Genelkurmay karargahında hazırlandığı iddia edildi. Sonrasında belgenin sahte olduğu ortaya çıktı. Aylarca ses çıkmadı. Ancak 4 gün önce Ergenekon savcılarına gönderilen ihbar mektubundan belgenin aslının ortaya çıktığı iddia edildi... İşte son 4 günde yaşananlar...</strong><br />Taraf Gazetesi'nin ortaya attığı 'İrtica ile Mücadele Eylem Planı'nda son 4 günde neler yaşandı?<br />Belgenin aslının savcılığa ulaştırıldığına ilişkin haberler ilk olarak 23 Ekim'de TRT 2 ve CNN Türk'te yayımlandı. Gelişmeyi son dakika haberi olarak geçen bu kanallar, ihbar mektubundan da bahsettiler.<br /><br />Hürriyet gazetesi haberi manşetten verdi. 24 Ekim tarihli gazete, belgedeki ıslak imzanın Albay Dursun Çiçek’in el ürünü olduğunu yazdı.<br /><br />24 Ekim'deki gelişmeler bununla sınırlı kalmadı. Aslı bulunduğu iddia edilen belgeyle iligili Tayyip Erdoğan'dan da bir açıklama geldi. Erdoğan, "Adli tıp raporunun savcılığa ulaşmış olması lazım. Bunu savcı bey nasıl değerlendirecektir? Bu konuda benim söyleyeceğim herhangi bir şey yok." dedi.<br /><br />Aynı gün saat 18.50'de bu sefer Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ bir açıklama yaptı. Başbuğ, "Benzerlerine sıklıkla rastlanan ihbar mektubu" ifadesini kullandı.<br /><br />Albay Dursun Çiçek, 25 Ekim'de Habertürk'e konuştu. İddialara yanıt veren Albay Çiçek, “İftira ve komplolarına devam ediyorlar. İlgi ile izliyorum” dedi.<br /><br />Gelinen noktada Taraf, Yeni Şafak, Bugün, Star ve Zaman gazeteleri, ihbar mektubunun içeriğini yayımladılar ve haberlerinin başlığında aynı vurguyu kullandılar. "Başbuğ'u biliyordu", "Belge ortaya çıkınca karargahtaki bilgisayarlar 35 defa silindi" şeklinde manşet haberlerine yer verdiler. İçeriğini yayımladıkları ihbar mektubunda Org. İlker Başbuğ, Orgeneral Hasan Iğsız ve E. Org. Ergun Saygun da hedef alınıyor. Mektupta, belgenin Orgeneral Hasan Iğsız'ın emriyle hazırlandığı ve plandan Genelkurmay Başkanı'nın haberdar olduğu iddia ediliyor. Sivil savcılığın olaya el koyması gündeme gelince 35 bilgisayarın silinerek savcılığa gönderildiğine işaret ediliyor.<br /><p>Üzerinde “İrticayla Mücadele Eylem Planı” yazan kâğıdın ıslak imzalısının bulunduğu iddiaları üzerine gözler yeniden, belgenin altında kendi imzası olduğu iddia edilen Albay Dursun Çiçek’e çevrildi. </p><p>Deniz Piyade Kurmay Albay Dursun Çiçek, Gazete HaberTürk’e konuştu. Albay Çiçek gazeteye yaptığı kısa açıklamada, “Mahkeme süreci ve soruşturma devam ediyor. Ama, İftira ve komplolarına devam ediyorlar. İlgi ile izliyorum. Gerçek ortaya çıkacak” ifadelerini kullandı.<br /></p><p><span style="font-style: italic; font-weight: bold;">Peki bu belge eğer varsa neden saklandı, neden bugünlerde ortaya tekrar atıldı, acaba akp ye açılım tepkileri büyüdü ve oy oranları düştü diye mi gündem değiştirilmek istendi...</span> <span style="font-weight: bold;"><span style="font-style: italic;">Anavatanı ABD olan ıslak imza taklit makinalarının bazı istihbarat birimleri tarafından kendi amaçları doğrultusunda kullanıldığı gerçeği neden konuyla ilgili haberler içinde verilmiyor. Yoksa bu haberin ortaya çıkmasıyla biz haburda yaşanan terörist karşılama rezaletini, hukuksuzca kurulan seyyar mahkeme kepazeliğini unutacakmıyız. Bizi bu kadar aptal mı sanıyorlar...</span></span></p><p style="font-weight: bold; font-style: italic;">İTİNA İLE 'ISLAK İMZA' ATILIR</p><p><br /></p><p class="style4" style="margin: 0cm 0cm 16.2pt;"><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;color:black;" ><span style="font-family:Times New Roman;">Kamuoyunda ses getiren “ıslak imza” tartışmasını Odatv, 21 Temmuz 2009 tarihinde “Ergenekoncu Polisler Bu Makineyi Çok Sevecek” başlıklı haberiyle yayınlamıştı.</span></span></p> <p class="style4" style="margin: 0cm 0cm 16.2pt;"><span style="font-family:Times New Roman;"><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;color:black;" >Haber kısaca şöyleydi:</span><span style=";font-size:13pt;color:black;" ><strong> “</strong></span><em><span style="font-weight: normal; font-style: normal;font-size:13pt;color:black;" >Taraf</span></em><em style=""><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;color:black;" > g</span></em><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;color:black;" >azetesi, “AKP ve Gülen’i bitirme planı” manşetiyle çıkmıştı. Mehmet Baransu imzasıyla çıkan haber, bir “belge”ye, Genelkurmay Harekât Başkanlığı 3. Destek Şube Müdürlüğü’nde hazırlandığı ve Albay Dursun Çiçek’in imzaladığı ileri sürülen bir “belge”ye dayanıyordu. Söz konusu “belge”, “İrticayla Mücadele Eylem Planı” başlığını taşıyor ve bu “plan” ise AKP ve Fethullah Gülen cemaatini hedef alıyordu.”</span></span></p> <p class="style4" style="margin: 0cm 0cm 16.2pt;"><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;color:black;" ><span style="font-family:Times New Roman;">Şimdi yeniden tartışma başladı. Kamuoyu bu olayı konuşuyor.</span></span></p> <p class="style4" style="margin: 0cm 0cm 16.2pt;"><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;color:black;" ><span style="font-family:Times New Roman;">Konu aynı: “İrticayla Mücadele Eylem Planı” belgesinin ıslak imzalı örneği bulundu. </span></span></p> <p class="style4" style="margin: 0cm 0cm 16.2pt;"><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;color:black;" ><span style="font-family:Times New Roman;">Odatv’de Emre Özsuda’nın 21 Temmuz 2009 tarihli haberine dönecek olursak; Islak imzayı taklit edebilecek makinenin <span style=""> </span>bulunmuş olması…</span></span></p> <p class="style4" style="margin: 0cm 0cm 16.2pt;"><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;color:black;" ><span style="font-family:Times New Roman;">Nasıl mı?</span></span></p> <p class="style4" style="margin: 0cm 0cm 16.2pt;"><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;color:black;" ><span style="font-family:Times New Roman;">Anlatalım:</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><span style=";font-size:13pt;color:black;" ><span style="font-family:Times New Roman;">“Otomatik imza sistemi” olarak adlandırılan sistemle çalışan makine var. Arayanlar internet üzerinden bulabileceklerdir, ancak makinenin üretimini yapan firmanın tanıtımını yapmamak için ismini ve internet sayfasını vermemeyi tercih ediyoruz. Bu konuda cihaz ve teknoloji geliştiren ve kendisini “el yazısı otomasyonunda dünya lideri” olarak tanıtan bir firma var.</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><span style="font-family:Times New Roman;"><span style=";font-size:13pt;color:black;" > </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><span style="font-family:Times New Roman;"><span style=";font-size:13pt;color:black;" >Firmanın internet sayfasındaki, sık sorulan sorular ve cevaplarına yer verilen bölümde, bir imza makinesinin ne olduğu soruluyor. Yanıt, bir imza makinesinin, bir şahsa ait el yazısını ve imzayı, yazışma, resim, tebrik kartı, kitap ve diploma gibi pek çok türden belgenin üzerine yerleştirebilen bir makine olduğudur. Tükenmez kalemden dolmakaleme pek çok türde özel kaleminin mevcut olduğuna dair duyuru, yine söz konusu firmanın internet sitesinde mevcut. Söz konusu internet sitesinde dikkat çeken bir nokta daha var: En iyi sonucun alınabilmesi için üç adet orijinal imzanın kendilerine yollanması tavsiye ediliyor. Bilgisayar ortamında kullanılabilecek bir “imza dosyası” için bu orijinal imzalar gerekli oluyor. Bu imzalar, bir orijinal resim dosyasıyla yollanabileceği gibi, faksla da yollanabiliyor. Resim dosyası olması hâlinde, tercihen siyah-beyaz ve resim çözünürlüğünün en az 300 dpi olması; faks olması hâlindeyse, faksın, faks makinesinin izin verdiği en yüksek çözünürlükle gönderilmesi isteniyor. Firma, ayrıca, makul bir ücretlendirme karşılığında, Word ve Wordperfect gibi bilgisayar ve ofis programlarında kullanılabilecek bir imza dosyasının oluşturulabileceğini ilân ediyor. Başka deyişle, üç adet imzasına sahip olduğunuz birinin imzasını, bilgisayar ve ofis programlarında bile kullanabiliyorsunuz. Bu sayede, “imzalı belgeler” basabiliyorsunuz.</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><span style="font-family:Times New Roman;"><span style=";font-size:13pt;color:black;" > </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><span style=";font-size:13pt;color:black;" ><span style="font-family:Times New Roman;">Son olarak gözden kaçırılan noktayı, mevcut teknoloji ile imzalı ve orijinal bir belgenin üretilebileceği oluyor. Dolayısıyla, söz konusu “belge” olayında da, eldeki fotokopinin “aslının” incelenmesinden bile kesin bir sonuca varılamayabileceği ortaya çıkıyor.”</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><span style=";font-size:13pt;color:black;" ><span style="font-family:Times New Roman;"> </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><span style=";font-size:13pt;color:black;" ><span style="font-family:Times New Roman;">Bu açıdan günümüzde ıslak imza üretilmesine imkan sağlayan bu teknik nedeniyle belgenin ıslak imzalı örneğinin varlığı dahi sorunu tam olarak çözmeyebilir.</span></span></p><p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt; text-align: justify;"><span style=";font-size:13pt;color:black;" ><span style="font-family:Times New Roman;">kaynak: odatv/ulusal kanal<br /></span></span></p>yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-57009260067058679622009-10-26T19:45:00.002+02:002009-10-26T19:47:39.697+02:00HABERTÜRK'TE NELER OLUYOR<span style="font-size:13pt;">Ciner Medya Grubu'nda geçen hafta iki olay yaşandı:<br />Türkiye'nin yetiştirdiği en önemli İslam bilginlerinden Yaşar Nuri Öztürk, Habertürk TV'de Hülya Avşar'a "benim üzerimden AKP yağcılığı yapmayın" sözlerini ettiği için işinden oldu.<br />Aynı hafta, Habertürk Gazete'de yayımlanan Yağmur Atsız röportajı da Türkiye dergiciliğinin duayen isimlerinden Muhittin Sirer'i işinden etti. Ayrıca röportajı yapan muhabir Aycan Saroğlu da işten atıldı.<br />Sadece bu iki olay değil...<br />Bundan bir süre önce de, Habertürk Gazetesi'nin Ankara'daki AKP muhabiri Veli Toprak da, hükümet aleyhine bir haber yaptığı için işinden olmuştu. Kendisine sorulmadan, görüşü alınmadan muhabir Veli Toprak'ın işten atılması üzerine Ankara Temsilcisi Çiğdem Toker de istifasını vermişti.<br /><br />Ciner Medya Grubu'nda yaptığı haber nedeniyle işten atılan gazeteci sayısı azımsanmayacak kadar çok.<br />Hem de öylesine komik gerekçelerle...<br />Örneğin...<br />Muhabir Aynur Erdem, "mesai saatleri içinde dışarıda çok dolaştığı" gerekçesiyle işten atıldı!<br />Sanmayınız ki hep siyasi haberler yüzünden gazeteciler kapı önüne konuluyor.<br />Spor Servisi Şefi Okan Karacan ve arkadaşları ise "patron katını" kızdırdıkları için işten çıkarıldılar.<br />Habertürk ekranının en başarılı ismi Saba Tümer, Star'da bir yarışma programında jüri üyeliği yaptığı için despotik tavırlarla karşılaşmış ve ayrılmak zorunda kalmıştı.<br /><br />Örnek olayları uzatmaya gerek var mı?<br />Erdoğan Aktaş niye kaçıp Atv'ye sığındı sanıyorsunuz?<br />Ciner Medya Grubu'nda birileri gazetecileri, yazarları köle olarak mı görüyor?<br />Bu hoyrat, acımasız gücü bunlara kim veriyor?<br />Deniyor ya...<br />Medya el değiştiriyor.<br />Evet, medya el değiştiriyor; alın görün bakalım medya kimlerin eline geçiyor?<br />Utanılacak günlerden geçiyoruz...<br />Bir de ne diyorlar:<br />Bağımsız ve özgür habercilik yapıyorlarmış...<br />Breh... Breh... Breh...<br />Sizi o promosyonlar da kurtaramayacak. Yazın bunu bir yere...<br /><br />kaynak: odatv<br /></span>yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-50877526384299664502009-10-06T01:36:00.002+03:002009-10-06T01:44:41.269+03:00AKP MANEVİYATI VE SAİD-İ NURSİ...<span class="apple-style-span"><span style="font-size: 13pt; color: black;"> Başbakan Erdoğan, AKP 3. Olağan Kongresi’nde AKP’nin manevi tavrını şu cümleler ile çizdi : ''Seversiniz sevmezseniz, beğenirsiniz beğenmezsiniz, görüşlerini kabul edersiniz etmezsiniz... Ama Ahmedi Hani'siz, Bitlisli Said-i Nursi'siz bir Türkiye'nin maneviyatı noksan kalır''<br /><br /><br /> Peki RTE nin maneviyat kaynağı Said-i Nursi denilen şahısın MUSTAFA KEMAL ATATÜRK hakkında yaptığı yorumları, benzetmeleri kaç kişi biliyor dersiniz...<br /><br /><br /> Oldukça kısa da olsa biraz Said-i Nursi' nin döktürdüklerine bakalım... </span></span><span class="apple-style-span"><span style="font-size: 13pt; color: black;">İslami literatürde “Deccal” en ağır hakaret sayılan ifadelerden biri. Deccal; yalan söyleyen, aldatan, karıştıran kişi anlamına gelir. İslami fikriyata göre Deccal’in ortaya çıkması kıyamet alametlerinden biri olarak da görülüyor.<br /><br /><br /> </span></span><span style="font-size: 13pt; color: black;"><span class="apple-style-span"><strong>“</strong>Ben bir manevi alemde, İslam Deccalini gördüm. Yalnız bir tek gözünde teshirce bir manyetizma gözümle müşahade ettim ve onu bütün bir münkir bildim. İşte bu inkarı mutlaktan çıkan bir cüret ve cesaretle mukaddesata hücum eder.(...) Fakat kahraman ve mücahit ordunun ve dindar milletin ruhundaki nur–u iman ve Kur’an ışığıyla hakikat–i hal–i göreceği ve o kumandanın çok dehşetli tahribatını tamire çalışacağı rivayetlerden anlaşılıyor.” <em>(Şualar458–459,Siracun Nur 247)</em></span><br /><br /><span class="apple-style-span">Saidi Nursi, başlangıçta şifreli olarak işaret ettiği Deccal’in kim olduğunu daha sonra şöyle anlatıyor:</span><br /><span class="apple-style-span"><strong>“Ölmüş gitmiş dünyadan ve hükümetten alakası kesilmiş bir adam hakkında otuz sene evvel bir Hadis–i Şerif’in ihbariyle Kur’an’a zararlı bir adam çıkacak demiştim.Sonra Mustafa Kemal’in o adam olduğunu zaman gösterdi.</strong></span><span class="apple-converted-space"> </span><span class="apple-style-span">(Emirdağ Lahikası I/278,Yirmiyedinci mektuptan Sabık Reis–i Cumhur’a ve üç makama gönderilen istida)</span><span class="apple-converted-space"><strong> </strong></span><strong><br /><br /></strong><span class="apple-style-span">Saidi Nursi, Mustafa Kemal’e yönelik Deccal suçlamasında daha da ileri giderek şunları yazar:</span><br /><strong>“...Lozan Muahedesinde söz veren ve pek şiddetli ve dehşetli hücumlarına rağmen hiçbir hakiki Müslüman Türk’ü Protestan yapamayan ve Millet–i İslam için pek zararlı olduğunu ef’aliyle ispat eden ve Hadis– Şerif’in haber verdiği o müthiş şahıs kendisi olduğunu(yani Deccal, y.n) hayat ve mematiyle gösteren Mustafa Kemal’e bir mahrem eserde ‘din yıkıcı Süfyan’ dediğimizi (...)”</strong><span class="apple-converted-space"> </span><em>(Emirdağ Lahikası I,50–51;Yirmiyedinci Mektuptan Mahkeme–i Kübra’ya Şekva ve Müdafaatın Bir Haşiyesi olan Parçanın Hülasasıdır, Ayrıca Müdafaalar, 226–227)<br /><br /><br /> Mustafa Kemal Atatürkümüze deccal diyen bir zat AKP'nin milletimize biçtiği maneviyat kaynaklarından birini oluşturuyor...<br /></em></span>yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-80834016018736586172009-10-01T15:46:00.000+03:002009-10-01T15:47:09.608+03:00HABERTÜRK’TE CHP’YE KARŞI “PSİKOLOJİK HARP<p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;">Habertürk televizyonunun uzun zamandır Başbakanı mutlu edecek haberler vermeye çalıştığı dikkatlerden kaçmıyor. </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"> </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;">Bugün öğlen saatinde yaşanan örnek ise “Bu kadarı da fazla” dedirtti. </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"> </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;">Habertürk’te öğle saatinde yayınlanan Haber Masası programı CHP İl Başkanı Gürsel Tekin’i konuk etti. Tekin, İstanbul’da 31 yurttaşın hayatın kaybettiği sel felaketiyle ilgili açıklamalarda bulundu, hükümeti eleştirdi. </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"> </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;">Peki Tekin’in sözleri Habertürk ekranına yazılı olarak nasıl yansıdı?</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"> </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;">Tekin, Habertürk ekranında kaldığı süre boyunca görüntüsünün altında şöyle yazıyordu:</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"> </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;">“Son dakika</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"> </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;">Sel felaketi tartışması</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"> </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;">CHP İl Başkanı Gürsel Tekin eleştirileri yanıtlıyor.”</span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"> </span></span></p> <p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;">Eleştirileri yanıtlaması gereken acaba AKP Hükümeti miydi, yoksa 16 yıldır İstanbul’dan uzakta olan CHP mi?<br /></span></span></p><p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><br /><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;"></span></span></p><p class="MsoNormal" style="margin: 0cm 0cm 0pt;"><span style="font-size: 13pt;"><span style="font-family: Times New Roman;">KAYNAK: ODATV<br /></span></span></p>yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-2749412888182011862009-09-30T23:52:00.003+03:002009-10-01T15:45:40.116+03:00ARTIK YORUMU SİZ YAPIN!!!<span style="font-size:180%;"><span style="font-weight: bold;">ŞERİAT UYGULAYACAĞIMIZ ÖZERK BÖLGE İSTİYORUZ</span></span><br /><br /><br /><br /><p><strong><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;" >Kıbrıs’ta bir grup İslamcı 12 kuruluşa mektup yazıp Kıbrıs’ta kendilerine şeriat hukuku <span> </span>koyacakları kanton bölge istedi. Kıbrıs’ta dinin gereklerini yerine getiremediklerini söyleyen grup, kendilerine bunu gerçekleştirebilecekleri bir bölge verilmesini istedi.</span></strong></p> <p><strong><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;" ><span> </span>KKTC Cumhurbaşkanı</span></strong><strong><span style="font-size:13pt;">, </span></strong><strong><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;" >Türkiye, Yunanistan, ABD, BM, AB, İKÖ, Kıbrıs Rum Kesimi, El-Ezher, Güney Kıbrıs Ortodoks Kilisesi ve İslam Kalkınma Bankasına mektup yazarak kendilerine yardımcı olunmasını istedi.</span></strong></p> <p><strong><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;" >Kanton Bölgenin adını Kıbrıs Müslümanları KANTON Bölgesi olarak belirleyen grup,</span></strong><strong><span style="font-size:13pt;"> </span></strong><strong><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;" >kantonun kurallarını da şöyle belirledi:</span></strong><strong></strong></p> <p><strong><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;" >“Bu Kantonda İSLÂM'a inanç ve saygısı olan herkes yaşayabilir.</span></strong><strong></strong></p> <p><strong><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;" >Bu Kantonun avantajları:</span></strong><strong></strong></p> <p><strong><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;" >a. Mecburî askerlik yok.</span></strong><strong></strong></p> <p><strong><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;" >b. Gelir ve sair vergiler yok.</span></strong><strong></strong></p> <p><strong><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;" >c. Bu Kantonda yaşayan vatandaşların borçları KANTON BEYLİĞİ tarafından bir defaya mahsus olmak üzere ödenir.</span></strong><strong></strong></p> <p><strong><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;" >d. Bu kantonda gece hayatı yasaktır.</span></strong><strong></strong></p> <p><strong><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;" >e. Bu kantonda içki, sigara alınıp satılmaz ve içilmez.</span></strong><strong></strong></p> <p><strong><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;" >f. Bu kantonda hırksızlık ve yüzsüzlük ve edepsizlik yapanların hakkından gelinir. En azından kantondan kovulur.</span></strong><strong></strong></p> <p><strong><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;" >Ve daha bir sürü yeni avantajlar ve güzel işler..."</span></strong><strong></strong></p> <strong><span style="font-weight: normal;font-size:13pt;" >Mektupta kanton olarak verilecek bölgenin Lefkoşa olabileceğini söyledi. Amaçlarını gerçekleştirinceye kadar mücadelelerinin süreceğini de ifade etti<br />KAYNAK: ODATV<br /></span></strong>yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-60572434184616510252009-09-30T23:48:00.000+03:002009-09-30T23:49:09.874+03:00CUMHURİYET OLMADAN DEMOKRASİ OLUR MU?<p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify; line-height: 150%;"><span style="font-size: 13pt; line-height: 150%;">Türkiye’de demokrasi sözcüğü pek çok yerde ve çoğu kez anlamı çarpıtılarak kullanılıyor. Aslında bu, bugünün işi değil, 1980 sonrası bilgiyle insan arasına aşılmaz engeller konulan ülkemizde, entelektüel tartışma zemini-tam anlamıyla-dibe vurdu. Hiç karmaşık olmayan siyaset bilimi kavramları ve konuları, onları-nalıncı keseri gibi-kendine yontmak isteyenler tarafından anlaşılmaz hâle getirildi. Demokrasi her şeyin temeli ve başlangıcı olarak değerlendirilmeye başlandı. Halbuki demokrasi bir şeyleri, hem de güç bir şeyleri başarabilen toplumların, son noktada hak edebilecekleri bir ödüldür. En yalın tanımıyla “demos” ve “kratos” sözcüklerinin bileşkesi olan kavram, “Halkın kendi kendini yönetmesi”demektir. Sorun da-büyük ölçüde- bu tanımı her şeyin merkezine almaktan, sandığı kutsamaktan çıkıyor. Oysa demokrasi; eşitlik, özgürlük, kardeşlik ülkülerini hayata geçirebildiği ölçüde “demokrasi” olabilmektedir. Batı demokrasilerinde özgürlük kavramına öncelik verenler liberal demokrat, eşitliğe ağırlık verenler ise sosyal demokrat olarak tanımlanırlar. Şu anda bunun ayrıntılarına girmenin gereği yok, çünkü asıl üzerinde durmak istediğim yer burası değil.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify; line-height: 150%;"><span style="font-size: 13pt; line-height: 150%;">Demokrasi-eninde sonunda-bir paylaşım sistemi olduğu için demokrasiyi yaşatacak toplumun zengin olması, üretim süreçlerini ve kanallarını açmış bulunması zorunludur. Öyle sıcak para şişirmeleriyle abartmadan ve rakamlarla oynamadan gerçek anlamda yıllık 15-20 bin Dolarlık bir milli gelire ulaşmadan sağlık bir demokrasiyi yaşatabilmek pek mümkün görünmüyor…Bunun yanı sıra demokrasi bilincine ulaşmayan, demokrasinin ve örgütlü birey olmanın pratik yararlarını yaşamayan toplumların da demokrasiyi geliştirmeleri hiç kolay olmuyor.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify; line-height: 150%;"><strong><span style="font-size: 13pt; line-height: 150%;">Cumhuriyet-demokrasi etkileşimi</span></strong></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify; line-height: 150%;"><span style="font-size: 13pt; line-height: 150%;">Burada asıl tartışmak istediğim konu daha başka. Türkiye’de cumhuriyet ve demokrasi kavramları-adeta-birbirlerinin alternatifi olarak sunuluyor. Oysa kendisini demokrat olarak tanımlayan birey, cumhuriyetin “olmazsa olmazları”nın tümüyle barışık olmak zorundadır. Bu anlamda cumhuriyet-asla- demokrasinin seçeneği değil, tam tersine onun altyapısıdır.Dahası,kendisini cumhuriyetçi olarak tanımlayan bir bireyin demokrat olmaması mümkündür, ancak bir demokratın cumhuriyetçi olmaması, cumhuriyet değerlerini bütünüyle benimsememesi olanaksızdır. </span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify; line-height: 150%;"><span style="font-size: 13pt; line-height: 150%;">Peki, cumhuriyeti cumhuriyet yapan bu değerler nelerdir?...</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify; line-height: 150%;"><span style="font-size: 13pt; line-height: 150%;"><span> </span></span><strong><span style="font-size: 13pt; line-height: 150%;">Cumhuriyetin olmazsa olmazları</span></strong></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify; line-height: 150%;"><span style="font-size: 13pt; line-height: 150%;">Her şeyden önce bir yurt sahibi olmak ön koşuldur. Yurdun bölünmezliği ve bütünlüğü her şeyin öncesindedir. Bugün Türkiye üzerinde en karanlık oyunları oynayan Batılıların kendi ülkelerinin bir karış toprağı her şeyden daha değerlidir. Bunları tartışmaya açan aydınlarının-en azından-kamu kurumlarında, örneğin üniversitelerinde görev yapmaları olanaksızdır.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify; line-height: 150%;"><span style="font-size: 13pt; line-height: 150%;">O yurt üzerinde yaşayan insan topluluğu ise dinsel bir bütünlüğün ifadesi olan ümmet düzeyini aşmış, uluslaşma aşamasına gelmiş olmalıdır. Ulusa ait bir insan, bir monarkın; sultanın ya da kralın kulu değil, yurdunun özgür ve onurlu bireyidir. Ulus bilinci, özellikle emperyal saldırılar söz konusu olduğunda güçlü bir direniş sağlayabilir. Ayrıca uluslaşmış toplumlarda sol kültürün gelişmesi ve ilerici hareketler daha kolay gerçekleşebilir. Çünkü birey kimliğini kazanan, kul’luğu aşan insan düşünen, sorgulayan ve muhalefet bilinci geliştiren kişidir. Gerçi günümüzde,cumhuriyet bireyinin birey kimliğini zedelemek,onun beynini boşaltmak ve muhalefet yapma özelliklerini ortadan kaldırmak için Batı’da ve dünyanın her yerinde çok çeşitli yöntemler geliştiriliyor,ancak bunu ayrıca tartışmak gerekir.Her şeye karşın ulus kimliğini yitirmek ve birey olma özelliklerinden,yurttaş kimliğinden uzaklaşmak vahim sonuçlar doğurmaktadır. Örneğin ABD işgali esnasında Irak halkı Kürt etnik kimliği ile Sünni ve Şii mezhepsel kimlikleriyle kendilerini tanımlamak yerine bir Iraklılık ya da Araplık ortak ulusal kimliğinde bütünleşebilselerdi,-hiç kuşkusuz-ABD’nin işi çok daha zorlaşırdı, Irak direnişi çok daha güçlü olabilirdi. Bugün ülkemizde de her alanda <span> </span>AB ve ABD baskıları sürerken, bunlar karşısında sorun yaratmayacak, kul’laşmış,alabildiğine sıradanlaşmış bir toplum oluşturmak için ulus kimliği zedelenmeye çalışılmaktadır.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify; line-height: 150%;"><span style="font-size: 13pt; line-height: 150%;">Cumhuriyet-hiç tartışmasız-laik temellere oturan bir rejimdir. Batı’da Orta Çağ<span> </span>egemenleri olan <span> </span>feodal aristokratlara ve onların ideolojik merkezi durumundaki Katolik Kilisesi’ne karşı burjuvazinin verdiği yüzyıllar süren mücadele sonunda, din bütünüyle siyasal alandan çekilmiş, toplumsal gelişmeyi engelleyen bir kurum olmaktan uzaklaştırılmıştır. Şimdilerde Fransa’nın bu konudaki keskin tutumuna karşı İngiltere’nin daha hoşgörülü anlayışı, model olarak sunuluyor. Hiç ciddiye alınacak tarafı yok bunun. İngiltere’de de Kıta Avrupası’nda da, hiçbir yerde teokratik özlemleri olan siyasal partilerin iktidara yürümeleri olacak şey değildir. Dinsel kurumların kazanımları göstermeliktir, mostralıktır.Dahası din kurumu ve Kilise bütünüyle sistemin,kapitalizmin istekleri doğrultusunda yeniden düzenlenmiştir.Bu konumunu aşıp iktidara yönelme eğilimi gösterdiğinde,-kimsenin kuşkusu olmasın-o saat <span> </span>etkisiz hâle getirilir.Bu nedenle,altını çizerek vurguluyorum; <span> </span>laiklik, din ve vicdan özgürlüğü falan değildir. Hatta din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması tanımı bile yetersizdir . Din-elbette-siyasal hayata müdahale etmeyecektir ama devlet yeri geldiğinde din üzerinde egemen olabilecektir Aslında Batı demokrasileri yalnız, cılız teokratik partilere değil, demokrasiyle sorunu olduğunu düşündüğü diğer ideolojilere de iktidar şansı tanımaz. Sosyalist ve faşist partilerin kurulmalarına, faaliyet göstermelerine izin verilir,ancak iktidara gelmeleri kabul edilemez.Bunu daha sonra örmekleriyle açıklarız.Yalnız şu kadarını anımsayalım yeter.Bir on yıl kadar önce Avusturya’da faşist Jorg Heider’in partisi seçim kazanmış,ancak-.tabiî ki- iktidarına onay verilmemiş,hatta sessiz sedasız defteri dürülüvermişti.Üstelik geçen yıl <span> </span>tuhaf ve “derin” bir biçimde yaşamını yitirmişti. Çok duyarlı Batı kamuoyu bu durumu pek de merak etmemişti! Ne de olsa Avrupa derin devletlerin anayurduydu ve bu işler orada ustalıkla hallediliyordu. Hegemonik yöntemler de toplumun neyi ne kadar merak etmesi gerektiği konusunda yeterince gelişmişti . </span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify; line-height: 150%;"><span style="font-size: 13pt; line-height: 150%;">Laikleşme süreciyle birlikte Batı’da inanç temellerine dayalı, dinsel bir yapıdan <span> </span>aklın, bilginin, deneyin egemen olduğu başka bir yaşam biçimine geçilmiştir. Orada her türden toplumsal sorun konu uzmanları eliyle çözümlenmeye çalışılır, orada Başbakanlar bu tür sorunlar için ulemaya başvurmak gerektiğini söylemezler.Bu nokta cumhuriyetin en temel unsurlarından biridir. </span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify; line-height: 150%;"><span style="font-size: 13pt; line-height: 150%;">Cumhuriyetin en temel öğelerinden biri de dinsel, mezhepsel, etnik toplulukların kendi feodal hukuk anlayışları yerine getirilen tek ve evrensel hukuk düzenidir. Ayrıca hukukun üstünlüğü ilkesi cumhuriyetin en önemli değerlerinden biridir ve bu üstünlük soyut bir üstünlük değildir. Devleti oluşturan yasama, yürütme yargı erkleri arasında yargının, yasama ve yürütmenin de üzerinde olması demektir, yani yeri geldiğinde hükümetleri de denetleyip yargılayabilmesi anlamını taşımaktadır. Günümüzde Hükümetin, Anayasa değişikliği ile gerçekleştirmeye çalıştığı en önemli konu budur, yargıyı denetimi altına alabilmek için-adeta-çırpınması boşuna değildir..</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify; line-height: 150%;"><span style="font-size: 13pt; line-height: 150%;">Sağlıklı bir demokrasi, ancak böyle bir cumhuriyet üzerinde inşa edilebilir. Bunlarla sorunu bulunanların-esasen-<span> </span>demokrat olmaları mümkün değildir… Bu değerlerle barışık olmayan –sözüm ona- demokratların hangi projenin hizmetinde olduklarını araştırmak gerekir.</span></p> <p class="MsoNormal" style="margin-bottom: 0.0001pt; text-align: justify; line-height: 150%;"><strong><span style="font-size: 13pt; line-height: 150%;">Dr. Vakur Kayador</span></strong></p>yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-750899042105096922009-09-30T23:42:00.000+03:002009-09-30T23:43:28.246+03:00TARAF’IN YAYIN ÇİZGİSİ KİMLERİN ELİNDE?<span style="font-size: 13pt;">ABD'de G-20 zirvesinin yapıldığı sırada İran’ın açıkladığı ikinci uranyum zenginleştirme tesisinin varlığı uluslararası gündemi değiştirdi.<br />İran’ın bu açıklaması sonrası ABD, İngiltere ve Fransa peşpeşe İran’ı kınadılar.<br />Bu durum önümüzdeki dönem Batı'nın İran’a dönük yaptırım hazırlığına yeterli sebep oluşturuyor gibi gözüküyor.<br />Artık İran’a yapılacak herhangi bir müdahale sürpriz olmayacak.<br />İşte tüm yaşananlar; Taraf Gazetesi’nin manşetini değiştirecek bir etki yarattı. Normal şartlarda Türk Ordusu’na karşı olumsuz yayınlar yapması ile tanınan gazete bugün İran’ın denemesini yaptığı 2 bin 250 kilometre menzilli Şahab 3 füzelerini şu başlıkla haber yaptı: “Anıtkabir’i vurabilirler”!<br />Gazete İran’a karşı bu başlıkla adeta kışkırtıcı bir yayın çizgisi izledi. Bunu yaparken de her zaman eleştirel olarak kullandığı Anıtkabir metaforunu tersinden bir yaklaşımla kullanması dikkatlerden kaçmadı.<br />Gazete iç sayfasında da konuyu “Ankara-İstanbul artık Tahran menzilinde” başlığı ile verdi. İran’ın her an Türkiye’yi vurabileceği izlenimi ile verilen haber Tarafçılar’ın İran’a olası saldırı durumunda nerede duracağını şimdiden gösterdi.<br /><br />O halde...<br />Her fırsatta Taraf'a destek veren İslami kesimler bu durumu nasıl analiz edecek?<br />Diğer yanda...<br />Taraf'ın bu haberiyle nasıl bir yayın politikası izlediği de net olarak ortaya çıkmadı mı? Yani ABD-Batı ne istiyorsa Taraf bu mihval üzerinde haber yapıyor.<br />Batı'nın hedefinde İran mı var; Taraf hemen İran düşmanlığını öne çekiveriyor.<br />Ve bu nedenle sormak durumundayız:<br />Bu kimin yayın çizgisi?<br /><br /><br />KAYNAK: ODATV<br /></span>yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-66981959368718844822009-07-22T15:42:00.005+03:002009-07-22T16:21:09.859+03:00GÖREVİNİ UNUTMA!<div align="left"> Mustafa Kemal gençliğe hitabede bize bazı görevler vermiştir. İşte Ata' mızın bize verdiği bu görevleri, nacizane, yerine getirmeye çalışıyoruz. Mustafa Kemal gençlere: "<strong> Birinci vazifen, Türk istklalini, Türk Cumhuriyetini sonsuza dek korumak ve savunmaktır. </strong>" demiştir. Bu görev bize bizzat Mustafa Kemal tarafından verilmiştir. Bundan daha legal bir kaynak olabilir mi? " <strong>Bu görev senin en kıymetli hazinendir. </strong>" demiştir. Mutluluğumuzu ise parasal çıkarlardan değil; bu görevsel hazinemizden kazandığımız hazdan elde ediyoruz. Ulu önder ardından bizi uyarmaktadır: " <strong>gelecekte seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek iç ve dış düşmanların olacaktır. </strong>" diyerek... </div><div align="left"> </div><div align="left"> </div><div align="justify"></div><div align="justify"></div><div align="justify"></div><div align="justify"></div><div align="justify"> Biz kültürümüzden büyüklerimizi saymayı ve onların sözlerini dinlemeyi öğrenmiş bir nesiliz. Şimdi bizden bu öğüdü dinlemememiz beklenebilir mi? Hele bu bize Ata' mız tarafından verilmişse! Daha sonra da bize yol göstermiştir: " <strong>bir gün cumhuriyet ve bağımsızlığını korumak durumunda kalırsan, içinde bulunduğun durumun olanak ve koşullarını düşünmeyeceksin. </strong>" demiştir. " <strong>bu olanak ve koşullar çok elverişsiz olabilir. </strong>" Bir de öngörüde bulunmuştur durumumuz için: " İ<strong>stiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmemiş bir galibiyetin temsilcisi olabilirler. </strong>" Sizce de öyle değiller mi günümüzde? " </div><div align="justify"> </div><div align="justify"> </div><div align="justify"></div><div align="justify"></div><div align="justify"></div><div align="justify"></div><div align="justify"><strong> Zorla ve hile ile aziz vatanın tüm kaleleri zapt edilmiş, tüm tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. </strong>" Bugün savaşların fiili değil; fakat ekonomik alanda olduğunu düşünürsek, sizce bugün ekonomik anlamda işgal altında değil miyiz? Örneğin tersanelerimiz özelleştiriliyor, bu ekonomik bir işgal değil midir? Peki yabancılara büyük oranda toprak satışının önünü açan kanuni düzenlemeler? Savaşların salt topla, tüfekle yapılmadığı ortada. Ve bir öngörü daha: " <em><strong>Bütün bu durumlardan daha acı ve daha korkunç olmak üzere, yurdun içinde yönetim başında bulunanlar, aymazlık, sapkınlık ve üstelik hainlik içinde bulunabilirler. Dahası yönetim başında bulunan böyleleri, kişisel çıkarlarını yurduna girip yayılmış olan düşmanların siyasal amaçlarıyla birleştirebilirler.</strong>" </em></div><div align="justify"><em></em> </div><div align="justify"><em></em> </div><div align="justify"><em></em></div><div align="justify"><em></em></div><div align="justify"><em></em></div><div align="justify"><em></em></div><div align="justify"><em> Atamızın bu nasihatlerinin bugünkü koşullar içinde yorumlanmasını tamamen sizlere bırakıyorum.......</em></div><div align="justify"><em></em> </div><div align="justify"> </div><div align="justify"><em></em></div><div align="justify"></div><div align="justify"><em></em></div><div align="justify"><em>kaynak: CUMHURİYETÇİ HUKUKÇULAR DERGİSİ-ASIM ÇEKER' İN YAZISINDAN.</em></div>yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-90592084610992930922009-07-20T23:46:00.002+03:002009-07-20T23:57:24.585+03:00<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dzozD7p75-IK1a7Pv1nCzeL0SSR8rgBhz9ABznsbDRp9g7tFsKApfWF8QMoNvcWH-codgvBcEz0PqghkUG07g' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe>yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-33042220164225482302009-07-20T23:13:00.003+03:002009-07-20T23:46:26.619+03:00<iframe allowfullscreen='allowfullscreen' webkitallowfullscreen='webkitallowfullscreen' mozallowfullscreen='mozallowfullscreen' width='320' height='266' src='https://www.blogger.com/video.g?token=AD6v5dwdMVuqsJtsxkJJ6aPhI0TFqDr2-keRo98ntuhk1zcTS4A5c3BnisMnKJW5MBEoC98_VwZsaIo1CFon_rEakA' class='b-hbp-video b-uploaded' frameborder='0'></iframe>yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com1tag:blogger.com,1999:blog-2091834018244598359.post-4724191477329008052009-07-16T16:30:00.011+03:002009-07-17T18:24:38.887+03:00<a onblur="try {parent.deselectBloggerImageGracefully();} catch(e) {}" href="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjhrKQudqiBfvgq6nShtCmdbh_ATXh3abGZKC2lob7FsENSfSH0NkvHsEOGapMWxnzItzH9ZE5pOHuqmHHMGcd6sRQ9b0xwiFZzYMxbZIi3oZ_Kfxh3AfLU3PlGefdmH_cRQQGUmalnUzOR/s1600-h/ataturk_050.jpg"><img style="float:left; margin:0 10px 10px 0;cursor:pointer; cursor:hand;width: 320px; height: 240px;" src="https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjhrKQudqiBfvgq6nShtCmdbh_ATXh3abGZKC2lob7FsENSfSH0NkvHsEOGapMWxnzItzH9ZE5pOHuqmHHMGcd6sRQ9b0xwiFZzYMxbZIi3oZ_Kfxh3AfLU3PlGefdmH_cRQQGUmalnUzOR/s320/ataturk_050.jpg" border="0" alt=""id="BLOGGER_PHOTO_ID_5359050026579747986" /></a><br /><br /><br /><br /><br /><br /><br />ATATÜRK' ÜN BİR ÇOK ENDER RESİMLERİNİ aşağıdaki linkten indirebilirsiniz....<br /><br /><br /><br /><br /><br />http://filesmonster.com/download.php?id=10VMgRXWaJrMCOTaH-yaFdnfTz8OFa89z-AwSHTbj-8yapıcıhttp://www.blogger.com/profile/04351795216469998698noreply@blogger.com0